اَلنَّمِرُ [en-nemir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلنَّمِيرُ [en-nemîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Pâk ve pâkîze duru suya denir; yukâlu: مَاءٌ نَمِرٌ وَنَمِيرٌ أَيْ زَاكٍ Ve pâkîze asl ve hasebe vasf olur; yukâlu: حَسَبٌ نَمِرٌ وَنَمِيرٌ أَيْ زَاكٍ Ve mutlakan hâzım ve nâciʹ olan çok suya denir, gerek ʹazb olsun gerek olmasın, eşme suyu gibi. Ve
نَمِرٌ [Nemir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Esâmîdendir: Nemir b. Ḵâsiṯ bir kabîle pederidir, nisbetinde نَمَرِيٌّ [Nemeriyy] denir mîm’in fethiyle tahfîfen; ve minhu’l-meselu: ḣإِسْقِ أَخَاكَ النَّمَرِيَّ يَصْطَبِحْḢ Bir hâcetten sonra bir hâcet taleb eden adam hakkında darb olunur. Ve şüyûhtan Ḩâtim b. ʹUbeydullâh ve Ḩâfıż Yûsuf b. ʹAbdullâh b. ʹAbdulberr en-Nemerî o kabîledendir. Ve Nemir b. Ševleb şâʹir-i muhadramîdir, dergâh-ı Ḩazret-i Risâlet-penâhla şeref-yâb olmuştur ve bunda nûn’un fethi ve mîm’in sükûnu ve nûn’un kesriyle zebân-zeddir.
اَلنَّمِيرُ [en-nemîr] (nûn’un fethi ve mîm’in kesri ve meddiyle) Şol sudur ki hazm olucu ola, gerek lezîz olsun gerek olmasın. Ve pâk olan hasebe dahi derler; yukâlu: مَاءٌ نَمِيرٌ أَيْ نَاجِعٌ وَحَسَبٌ نَمِيرٌ أَيْ ذَاكٍ Ve نَاجِعٌ [nâciʹ] nûn’la ve cîm’le ve ʹayn-ı mühmele ile münhazim olan suya derler. Ve ذَاكِي [žâkî] pâk olan nesneye derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı