اَلنَّوْحُ [en-nevḩ] (kezâlik nûn’un fethi ve ve vâv’ın sükûnuyla ki صَحْبٌ [ṡaḩb] veznindedir) ve
اَلْأَنْوَاحُ [el-envâḩ] (أصْحَابٌ [aṡḩâb] vezninde) ve
اَلنُّوَّحُ [en-nuvvaḩ] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde) ve
اَلنَّوَائِحُ [en-nevâ΄iḩ] نَوَائِبُ [nevâ΄ib] vezninde) ve
اَلنَّائِحَاتُ [en-nâ΄iḩât] Meyyit üzere sayha ve feryâd ile ağlayan karılara denir. Ve bunlar نَائِحٌ [nâ΄iḩ] ve نَائِحَةٌ [nâ΄iḩat]ın cemʹidir ki evvelki tahsîs-i vasfa mebnîdir, niteki مُغِيبٌ [muġîb] ve مُغِيبَةٌ [muġîbet] dahi derler zevcini gâ΄ib eden hatuna. Kaldı ki ʹArabistân’da نَوَائِحُ [nevâ΄iḩ] derler bir takım karılar olur ki ücretle meyyitin hânesinde ve cenâze arkasından meyyitin mehâsinini zikr ederek feryâd ile bükâ edip giderler; Türkîde sağıcılar taʹbîr ederler.
اَلنَّوَائِحُ [en-nevâ΄iḩ] (nûn’un fethiyle) نَائِحَةٌ [nâ΄iḩat]ın cemʹidir, sağı sağıcılar maʹnâsına. Ve mezbûreler birbirine mukâbil olduğu için نَوَائِحُ [nevâ΄iḩ] demişlerdir, kezâlik riyâha dahi yaʹnî esen yellere dahi نَوَائِحُ [nevâ΄iḩ] derler, kaçan mehebbi birbirine mukâbil olsa.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı