el-ḩammâr ~ اَلْحَمَّارُ

Kamus-ı Muhit - الحمار maddesi

اَلْحِمَارُ [el-ḩimâr] (ḩâ’nın kesriyle) Eşeğe denir, şiddet maʹnâsından me΄hûzdur, Fârisîde har derler. Ehlî ve vahşî olur. Vahşîsine حِمَارٌ وَحْشٌ denir ki yaban eşeği ve dağ eşeği taʹbîr olunur. Cemʹi أَحْمِرَةٌ [aḩmiret]tir ve حُمُرٌ [ḩumur]dur zammeteynle ve حَمِيرٌ [ḩamîr]dir ḩâ’nın fethiyle ve حُمُورٌ [ḩumûr]dur ḩâ’nın zammıyla ve حُمُرَاتٌ [ḩumurât]tır zammeteynle ki cemʹu’l-cemʹi olacaktır ve مَحْمُورَاءُ [maḩmûrâ΄] gelir, مَشْيُوخَاءُ [meşyûḣâ΄] gibi. Ve

حِمَارٌ [ḩimâr] Hayvân semerinin ön tarafında olan tahtaya denir ki ön kaşı ondan yapılır. Ve mühre tahtasına denir ki üzerinde bir nesneye mühre ve saykal vurulur. Ve se-pây taʹbîr olunan nesneye denir ki yere dikilmiş üç ağaç olup üzerlerinden arkuru bir ağaç dahi uzattıktan sonra üzerinde kereste biçerler. Ve

حِمَارٌ [Ḩimâr] Yemen diyârında bir vâdî adıdır. Ve

حِمَارٌ [Ḩimâr] Esâmîdendir: Ḩimâr b. Mâlik ʹalâ-kavlin Ḩimâr b. Muveyliʹ “أَكْفَرُ مِنْ حِمَارٍ” meselinin menşe΄idir. Aslı budur ki merkûm ehl-i İslâm’dan olup kırk sene müddet nâsa cûd ve kerem ve mürûʹetle imrâr-ı eyyâm eyledi. Ve sulbünden on nefer evlâd-ı zükûrâ nâ΄il olmakla bir gün mecmûʹu birden şikâra gidip nâgâh be-kazâ-yı Hazret-i İlâh cevv-i havâda berk ve bârân peydâ ve bir sâʹika sadmesiyle cümlesi ʹâzim-i savb-ı olmalarıyla mersûm bu hâleti istimâʹ eyledikte evlâdımı bu resme nâbûd eden maʹbûda ʹibâdet eylemem diye neʹûzu billâhi taʹâlâ mürtedd olmağın hakkında gazab u kahr-ı rabbânî zuhûr ve dâr-ı diyârıyla hebâ-i mensûr eyledi.

Vankulu Lugatı - الحمار maddesi

اَلْحَمَّارُ [el-ḩammâr] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in teşdîdiyle) Eşek sâhibi olanlardır ki seferde yük götürürler.

اَلْحِمَارُ [el-ḩimâr] (ḩâ’nın kesriyle) Har dedikleri hayvân, عَيْرٌ [ʹayr] maʹnâsına, ʹayn-ı mühmelenin fethiyle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı