enfu’r-raġîf ~ أَنْفُ الرَّغِيفِ

Kamus-ı Muhit - أنف الرغيف maddesi

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre أَنْفٌ [enf] ki câriha-i maʹhûdenin ismidir, baʹdehu bi’t-teşbîh bir nesnenin ucuna ve eşref olan yerine ıtlâk eylediler; أَنْفُ الْجَبَلِ ve أَنْفُ اللِّحْيَةِ gibi. Ve hamiyyet ve gazab ve ʹizzet ve zillet, أَنْفٌ [enf]e nisbet olunur, zîrâ hâlât-ı mezkûrenin her birinde أَنْفٌ [enf]te keyfiyyet-i mahsûsa mütebeyyin olur. İntehâ. Ve

أَنْفٌ [enf] Bir kavmin seyyid ve ser-gerdesine ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ أَنْفُ قَوْمِهِ أَيْ سَيِّدُهُمْ Ve bir yokuş, belen ismidir. Ve her nesnenin evveline yâhûd eşeddine ıtlâk olunur; yukâlu: هَذَا أَنْفُ عَمَلِهِ أَيْ أَوَّلُهُ أَوْ أَشَدُّهُ Ve

أَنْفُ الْأَرْضِ [enfu’l-arḋ] Güneşe karşı gelen pek ve günü yerine ıtlâk olunur; yukâlu: قَعَدَ فِي أَنْفِ الْأَرْضِ أَيْ مَا اسَتْقَبَلَ الشَّمْسَ مِنَ الْجَلَدِ وَالضَّوَاحِي Ve

أَنْفُ الرَّغِيفِ [enfu’r-raġîf] Ekmeğin kırığından ʹibârettir; tekûlu: أَكَلْتُ أَنْفَ الرَّغِيفِ أَيْ كِسْرَةً مِنْهُ Ve

أَنْفُ النَّابِ [enfu’n-nâb] Azı dişinin henüz yarıp sövelen ucuna ıtlâk olunur. Ve

أَنْفُ اللِّحْيَةِ [enfu’l-liḩyet] Sakalın kıyısından ʹibârettir. Ve

أَنْفُ الْمَطَرِ [enfu’l-maṯar] Yağmurun ilk evvel inbât eylediği olacaktır; yukâlu: نَبَتَ بِأَنْفِ الْمَطَرِ وَهُوَ أَوَّلُ مَا أَنْبَتَ Ve

أَنْفُ خُفِّ الْبَعِيرِ [enfu ḣuffi’l-baʹîr] Deve tabanından bakanakları ucuna ıtlâk olunur. el-Hâsıl her ne ki أَنْفٌ [enf]e şebeh ve münâsebeti ola, bi’l-izâfe ıtlâk olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı