inṡâf ~ إِنْصَافٌ

Kamus-ı Muhit - إنصاف maddesi

Mütercim der ki bu dahi نِصْفٌ [niṡf] maʹnâsından me΄hûzdur, zîrâ ʹadl ve dâd tesviyeyi mutazammındır, meselâ ʹadâlet fi’l-muʹâmele bir kimse menfaʹat gördüğü adama lâ-ekall misli mikdâr îrâs-ı menfaʹat edip kezâlik mazarrat gördüğü adama o kadarca îrâs-ı mazarrat eylemekten ʹibârettir, hizmet husûsunda dahi bu vech merkûzdur. Durretu’l-Ġavvâṡ’ta mersûmdur ki فُلاَنٌ أَنْصَفُ مِنْ فُلاَنٍ kelâmları ki filâna nisbet filân pek insâflıdır demektir, evhâmdandır, zîrâ efʹal-i tafdîl hemân sülâsîden binâ olunur, zîrâ mezîdden binâ olunsa hedm-i binâ olunmak lâzım gelir, pes أَحْسَنُ إِنْصَافًا demek lâzımdır, ammâ eğer hizmet maʹnâsına olan نَصَافَةٌ [neṡâfet]ten olursa câ΄izdir. Ve Şihâb şerhinde demiştir ki vâkıʹâ kıyâs minvâl-i muharrer üzere olup lâkin ʹArabdan efʹal-i mezîd istimâʹ olunmuştur, niteki هُوَ أَيْسَرُ مِنْهُ derler, hattâ Hazret-i Ḩassân işbu: “أَتَهْجُوهُ وَلَسْتَ لَهُ لَهُ بِكُفْؤٍ || فَشَرُّكُمَا بِخَيْرِكُمَا فِدَاءُ” beytini inşâd eyledikte hâzır olan ashâb “يَا رَسُولُ اللهِ هَذَا أَنْصَفُ بَيْتٍ قَالَتْهُ الْعَرَبُ” dediler ki أَعْدَلُ maʹnâsınadır. İntehâ. Ve

إِنْصَافٌ [inṡâf] Nısf-ı nehâr vaktinde yola gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْصَفَ الرَّجُلُ إِذَا سَارَ نِصْفَ النَّهَارِ Ve bir şey΄in yarısını almak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْصَفَ الشَّيْءَ إِذَا أَخَذَ نِصْفَهُ Ve sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْصَفَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ

Vankulu Lugatı - إنصاف maddesi

اَلْإِنْصَافُ [el-inṡâf] (hemzenin kesriyle) Gün yarı olmak; yukâlu: أَنْصَفَ النَّهَارُ إِذَا انْتَصَفَ Ve

إِنْصَافٌ [inṡâf] ʹAdl etmeğe dahi derler; tekûlu: أَنْصَفَ إِذَا عَدَلَ Ve

إِنْصَافٌ [inṡâf] Bir nesneyi kabûldehakka râzî olmağa dahi derler; yukâlu: أَنْصَفَهُ مِنْ نَفْسِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı