اَلْأَهْلُ [el-ehl] (hemzenin fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bir adamın ʹaşîret ve akribâsına denir, evlâd ve ʹayâl ve ihvân ve sâ΄ir kavm ve tebârı gibi; yukâlu: هُوَ مِنْ أَهْلِهِ أَيْ مِنْ عَشِيرَتِهِ وَذَوِي قُرْبَاهُ [Ve] آلٌ [âl] bundan maklûbdur. Cemʹi أَهْلُونَ [ehlûn] gelir ve أَهَالِي [ehâlî] gelir hemzenin fethiyle ve âhirinde yâ ile, لَيَالِي [leyâlî] gibi ve آهَالٌ [âhâl] gelir medd ile, فَرْخٌ [ferḣ] ve أَفْرَاخٌ [efrâḣ] gibi ve أَهْلَاتٌ [ehlât] gelir hâ’nın sükûnuyla ve fethiyle. Ve
أَهْلُ الْأَمْرِ [ehlu’l-emr] أُولُو الْأَمْرِ [ulu’l-emr] demektir; yukâlu: أَهْلُ الْأَمْرِ أَيْ وُلَاتُهُ Ve
أَهْلُ الْبَيْتِ [ehlu’l-beyt] Bir adamın hânesi sükkânına ıtlâk olunur. Ve
أَهْلُ الْمَذْهَبِ [ehlu’l-mežheb] Bir mezhebin sâlik ve muʹtekidine ıtlâk olunur. Ve
أَهْلُ الرَّجُلِ [ehlu’r-recul] ve
أَهْلَةُ الرَّجُلِ [ehletu’r-recul] Kişinin zevcesine ıtlâk olunur. Ve
أَهْلُ النَّبِيِّ [ehlu’n-nebiyyi] ʹAleyhi’s-selâm ezvâc-ı mutahhere ve benât-ı müzehhere ve dâmâd-ı mükerremleri olan ʹAlî el-Murtaḋâ’dan yâhûd ezvâc-ı mutahhere ile آلٌ [âl] ıtlâk olunan ricâlden ʹibârettir ki ahfâd ve zürriyyât onda dâhildir. Ve
أَهْلُ الْأَنْبِيَاءِ [ehlu’l-enbiyâ΄] Her peygamberin ümmetine de ıtlâk olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı