اَلْخَصِرُ [el-ḣaṡir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Pek soğuk şey΄e denir; yukâlu: يَوْمٌ خَصِرٌ أَيْ بَارِدٌ
اَلْخَصَرُ [el-ḣaṡar] (fethateynle) Üşümek ve soğuk olmak maʹnâlarınadır; yukâlu: خَصِرَتْ يَدُهُ خَصَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا قَرَّتْ ve tekûlu: خَصِرَ يَوْمُنَا إِذَا بَرُدَ Mü΄ellif burada pek îcâz eylemiştir.
اَلْخَصْرُ [el-ḣaṡr] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) İnsânın vasatına denir ki bel taʹbîr olunur, Fârisîde miyân denir; yukâlu: دَقَّ خَصْرُهُ أَيْ وَسَطُهُ Ve insânın tabanının kemerine ıtlâk olunur ki ortasında yere değmeyen yeridir, düz tabanlarda olmaz, أَخْمَصُ الْقَدَمِ [aḣmaṡu’l-ḵadem] maʹnâsına. Ve şol yola ıtlâk olunur ki kumluğun yukarısıyla aşağısı beyninde ola ki böğüründen gider olur. Ve okta gezin dibiyle yeleğin aralığına ıtlâk olunur. Ve bâdiye-nişîn olanların hâneleri mevziʹine denir ki yurt yerleri olacaktır. Ve خَصْرٌ [ḣaṡr] kelimesinin cemʹi خُصُورٌ [ḣuṡûr] gelir.
اَلْخَصَرُ [el-ḣaṡar] (fethateynle) Soğuk elem vermek maʹnâsına; yukâlu: خَصِرَ الرَّجُلُ إِذَا آلَمَهُ الْبَرْدُ فِي أَطْرَافِهِ Yaʹnî elin yâhûd ayağın soğuk incitse; yukâlu: خَصِرَتْ يَدَيَّ Ve gün soğuk olmağa dahi derler; yukâlu: خَصِرَ يَوْمُنَا أَيِ اشْتَدَّ بَرْدُهُ
اَلْخَصْرُ [el-ḣaṡr] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) İnsânın beli, vasatu’l-insân maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı