اَلْخَشِلُ [el-ḣaşil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Zebûn ve bî-mecâl adama denir; yukâlu: هُوَ خَشِلٌ فَشِلٌ أَيْ ضَعِيفٌ
اَلْخَشَلُ [el-ḣaşel] (fethateynle) Kötü ve kemter şey΄e denir; yukâlu: شَيْءٌ خَشَلٌ أَيْ رَدِيءٌ Ve masdar olur, libâs eskimek maʹnâsınadır; yukâlu: خَشِلَ الثَّوْبُ خَشْلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَلِيَ
اَلْخَشْلُ [el-ḣaşl] (ḣâ’nın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) İçi çıkmış yumurtaya denir. Ve مُقْلٌ [muḵl] dedikleri dârûya, ʹalâ-kavlin yâbisine yâhûd tâzesine yâhûd hurdesine yâ çekirdeğine denir; fethateynle de câ΄izdir. Müfredi خَشْلَةٌ [ḣaşlet]tir, تَمْرَةٌ [temret] vezninde ve خَشَلَةٌ [ḣaşelet]tir, ثَمَرَةٌ [šamp;emeret] vezninde. Bu dârûya Türkîde ebû cehl kozağı taʹbîr olunur ki Ḩicâz ve Hind’e mahsûs bir şecerin yemişidir. Ve
خَشْلٌ [ḣaşl] Bir cins nebât ismidir ki sarı ve kırmızı ve yeşil nevʹleri olur. Ve
خَشْلٌ [ḣaşl] Bileziklerin ve halhâlların başlarına ve uçlarına denir.
اَلْخَشَلُ [el-ḣaşel] (fethateynle) Bi-maʹnâhu.
اَلْخَشْلُ [el-ḣaşl] (ḣâ’nın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) مُقْلٌ [muḵl] dedikleri dârûnun kurusu ki ona hurmâ-yı Hindî de derler. Baʹzılar eyitti: خَشْلٌ [ḣaşl] zikr olunan dârûnun çekirdeğidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı