اَلدَّفَّاعُ [ed-deffâʹ] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Şol kimseye denir ki sofrada taʹâm ekl ederken sahnda kendi önüne kemik vâkiʹ olursa onun yerine et lokması gelmek için o kemiği ötece defʹ eder ola.
اَلدُّفَّاعُ [ed-duffâʹ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) Bir uğurdan gelen dalgaya ve talaza ve sel suyuna ıtlâk olunur, önüne geleni alıp götürür; yukâlu: جَاءَ الْوَادِي بِدُفَّاعٍ أَيِ السَّيْلِ الْعَظِيمِ Ve şol şey΄-i ʹazîme denir ki kendisine mümâsil şey΄-i ʹazîmi defʹ eder ola.
اَلدِّفَاعُ [ed-difâʹ] (dâl’ın kesriyle) Kezâlik defʹ etmek maʹnâsına.
اَلدُّفَّاعُ [ed-duffâʹ] (dâl’ın zammı ve fâ’nın teşdîdiyle) Seyl-i ʹazîm.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı