اَلرَّدِهُ [er-redih] (خَجِلٌ [ḣacil] vezninde) Şol sulb ve metîn lecûc ve mutaʹassıb adama denir ki bir kimseye bir vechle maglûb olmaz ola; yukâlu: رَجُلٌ رَدِهٌ أَيْ صُلْبٌ مَتِينٌ لَجُوجٌ لَا يُغْلَبُ
اَلرَّدْهُ [er-redh] (râ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Bir kimseye taş atmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَدَهَهُ بِحَجَرٍ رَدْهًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا رَمَاهُ بِهِ Ve evi büyük yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَدَهَ الْبَيْتَ إِذَا عَظَّمَهُ وَكَبَّرَهُ Ve bir kimse sâ΄irlere kerem ve şecâʹat makûlesi evsâfla ululanıp ʹâlî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَدَهَ فُلَانٌ إِذَا سَادَ الْقَوْمَ بِشَجَاعَةٍ وَكَرَمٍ وَنَحْوِهِمَا
اَلرَّدْهُ [er-redh] (râ’nın fethi ve dâl’ın kezâlik sükûnuyla) Cemʹi, zikr olunan çukurlar maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı