اَلرُّمَامُ [er-rumâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Mübâlagadır, pek çürümüş kemiğe denir.
اَلْأَرْمَامُ [el-ermâm] (hemzenin fethiyle) ve
اَلرِّمَامُ [er-rimâm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve
اَلرِّمَمُ [er-rimem] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) رِمَّةٌ [rimmet]in cemʹleridir; ve yukâlu: حَبْلٌ أَرْمَامٌ وَرِمَامٌ وَرِمَمٌ أَيْ بَالٍ Ve bu ثَوْبٌ أَخْلَاقٌ kabîlindendir.
اَلرِّمَامُ [er-rimâm] (râ’nın kesriyle) Kezâlik cemʹi. Ve
رِمَامٌ [rimâm] Çürük kemiklere dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u inşâallâhu taʹâlâ. Ve
ذُو الرُّمَّةِ [Žu’r-Rummet] Nâm şâʹire ذُو الرُّمَّةِ dedikleri baʹzı şiʹrinde رُمَّةٌ [rummet] lafzın zikr ettiğinden ötürüdür. Ve
رُمَّةٌ [rummet] Cümle maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: دَفَعَ إِلَيْهِ الشَّيْءَ بِرُمَّتِهِ أَيْ بِجُمْلَتِهِ وَأَصْلِهِ أَنَّ رَجُلًا دَفَعَ إِلَى رَجُلٍ بَعِيرًا بِحَبْلٍ فِي عُنُقِهِ فَقِيلَ ذَلِكَ لِكُلِّ مِنْ دَفَعَ شَيْئًا بِجُمْلَتِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı