اَلسَّخْوُ [es-saḣv] ve
اَلسَّخْيُ [es-saḣy] (sîn’lerin fethiyle) Tencere altına âteş işleyecek yer düzeltmek maʹnâsınadır ki kösegi ile küllerini yâ üzerinde olan odunları iki tarafa çekip yol gibi açmaktan ʹibarettir, tâ ki vüsʹatlenip âteş meydâna çıkmakla tencereye te΄sîr eyleye; yukâlu: سَخَا النَّارَ وَسَخَى سَخْوًا وَسَخْيًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّالِثِ إِذَا جَعَلَ لَهَا مَذْهَبًا تَحْتَ الْقِدْرِ وَيُقَالُ سَخَا الْقِدْرَ إِذَا جَعَلَ لِلنَّارِ تَحْتَهَا مَذْهَبًا Ve sâkin ve epsem olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَخَا فُلَانٌ إِذَا سَكَنَ مِنْ حَرَكَتِهِ
اَلسَّخِيُّ [es-seḣiyy] (ḣâ-yı muʹceme ile غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) Civân-merd adama denir; cemʹi أَسْخِيَاءُ [esḣiyâ΄] ve سُخَوَاءُ [suḣavâ΄] gelir, كُرَمَاءُ [kuremâ΄] vezninde. Mü΄ennesi سَخِيَّةٌ [seḣiyyet]tir; cemʹi سَخِيَّاتٌ [seḣiyyât] ve سَخَايَا [seḣâyâ] gelir; yukâlu: رَجُلٌ سَخِيٌّ أَيْ جَوَادٌ Ve
سَخِيٌّ [seḣiyy] Kesret-i taʹabdan ayağı aksak deveye ıtlâk olunur, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلسَّخِي [es-seḣî] (sîn’in fethi ve ḣâ’nın kesri ve meddiyle) Şol devedir ki zikr olunan maraza mübtelâ ola; yukâlu: سَخِيَ فَهُوَ سَخٍ مِثْلُ عَمٍ مِنْ عَمِيَ إِذَا فَقَدَ الْبَصَرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı