اَلظَّهَارَةُ [eż-żahâret] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Bir adam kaviyyü’z-zahr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ظَهَرَ الرَّجُلُ ظَهَارَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَانَ قَوِيَّ الظَّهْرِ
اَلظِّهَارَةُ [eż-żihâret] (żâ’nın kesriyle) Bir nesnenin taşra yüzüne denir, بِطَانَةٌ [biṯânet] mukâbilidir. Meselâ بِطَانَةُ الثَّوْبِ [biṯânetu’šamp;-šamp;evb] câmenin astarı ve ظِهَارَةٌ [żihâret] taşra kumaşıdır.
اَلظِّهَارَةُ [eż-żihâret] (żâ’nın kesriyle) Yüz, بِطَانَةٌ [biṯânet]in mukâbili ki بِطَانَةٌ [biṯânet] astar demek olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı