اَلظَّلِيمُ [eż-żalîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Devekuşunun erkeğine denir; cemʹi ظِلْمَانٌ [żilmân] gelir żây’ın kesri ve zammıyla. Şârihin beyânına göre ʹinde iʹtikâdi’l-ʹArab deve olmadığından nâşî gûyâ ki mazlûm olduğuna mebnîdir. Ve
ظَلِيمٌ [żalîm] Arz-ı mazlûmenin yaʹnî mahalli olmayan yerde kazılan arzın toprağına denir; yukâlu: نَقَلَ الظَّلِيمَ أَيْ تُرَابَ الْأَرْضِ الْمَظْلُومَةِ Şârih der ki أَرْضٌ مَظْلُومَةٌ şol arza ıtlâk olunur ki onda kuyu yâhûd havuz hafr oluna ki mukaddemâ hergiz hafr olunmamış ola. Ve
ظَلِيمَانِ [Żalîmân] (tesniye bünyesiyle) İki kevkeb ismidir. Ve
ظَلِيمٌ [Żalîm] ʹAbdullâh b. Saʹd’ın kölelerindendir ki tâbiʹîdir. Ve Necd ülkesinde bir vâdî ismidir. Ve ʹAbdullâh b. ʹÖmer b. el-Ḣaṯṯâb’ın feresi adıdır. Ve Mu΄erric-i Sedûsî ve Feḋâle b. Hind’in feresleri ismidir.
اَلظِّلِّيمُ [eż-żillîm] (żâ’nın kesri ve lâm’ın kesri ve teşdîdi ile) Zulmü çok olan kimse, kesîrü’z-zulm maʹnâsına.
اَلظَّلِيمُ [eż-żalîm] (żâ’nın fethi ve lâm’ın kesri ve meddiyle) Bi-maʹnâhu. Ve
ظَلِيمٌ [żalîm] Erkek devekuşuna dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı