اَلظَّلْمَةُ [eż-żalmet] (żây’ın fethiyle) Bu dahi şedîdü’z-zulmet olan geceye denir. Ve ظَلْمَةٌ [żalmet] aslı ظَلْمَاءُ [żalmâ΄] olmakla zevâ΄idi tarh olunmuştur; yukâlu: لَيْلَةٌ ظَلْمَةٌ أَيْ شَدِيدَةُ الظُّلْمَةِ
اَلظُّلْمَةُ [eż-żulmet] (żây’ın zammıyla ve zammeteynle) ve
اَلظَّلْمَاءُ [eż-żalmâ΄] (صَحْرَاءُ [ṡaḩrâ΄] vezninde) ve
اَلظَّلَامُ [eż-żalâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Karanlığa denir; yukâlu: عَلَتِ الظُّلْمَةُ وَالظُّلُمَةُ وَالظَّلْمَاءُ وَالظَّلَامُ وَهُوَ ذَهَابُ النُّورِ Şârih der ki nûr ile zulmet beynlerinde tekâbülü’l-ʹadem ve’l-meleke vardır, zîrâ ظُلْمَةٌ [żulmet] عَدَمُ النُّورِ عَمَّا مِنْ شَأْنِهِ أَنْ يَسْتَنِيرَ ile muʹarreftir, niteki mü΄ellif ʹindinde dahi marzî budur. Ve baʹzılar nûra münâfî ʹarz ile taʹrîf eylemekle ona göre tekâbül-i tezâdd olur, niteki mevt ve hayât dahi bu resmedir. İntehâ. Ve
ظَلْمَاءُ [żalmâ΄] Sıfat olur; yukâlu: لَيْلَةٌ ظَلْمَاءُ أَيْ شَدِيدَةُ الظُّلْمَةِ وَيُقَالُ لَيْلٌ ظَلْمَاءُ وَهُوَ شَاذٌّ كَمَا حُكِيَ لَيْلٌ قَمْرَاءُ Bunlarda لَيْلٌ [leyl] لَيْلَةٌ [leylet] makâmına vazʹ olunmuştur.
اَلظُّلُمَةُ [eż-żulumet] (zammeteynle) Zikr olunan maʹnâda lügattir.
اَلظُّلْمَةُ [eż-żulmet] (żâ’nın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Karanlık ki نُورٌ [nûr]un mukâbilidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı