اَلْقَبِيعَةُ [el-ḵabîʹat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Kılıç ve bıçak kabzasının perâzvânesine denir ki gümüşten ve demirden yaparlar; yukâlu: لِسِكِّينِهِ وَلِسَيْفِهِ قَبِيعَةٌ مِنْ فِضَّةٍ وَهِيَ مَا عَلَى طَرَفِ مَقْبِضِهِ مِنْ فِضَّةٍ أَوْ حَدِيدَةٍ Ve
قَبِيعَةُ الْخِنْزِيرِ [ḵabîʹatu’l-ḣinzîr] Domuzun burnunun nısf-ı halka şeklinde kalanına denir, ʹalâ-kavlin bu سِكِّينَةٌ [sikkînet] veznindedir.
اَلْقِبِّيعَةُ [el-ḵibbîʹat] (ḵâf’ın kesri ve bâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Kezâlik hınzîr âvâzı ki burnundan hâsıl olur.
اَلْقَبِيعَةُ [el-ḵabîʹat] (ḵâf’ın fethi ve bâ’ın kesriyle ve meddiyle) Bıçağın yâhûd kılıcın pirezvânesi gerek gümüşten olsun gerek demirden olsun. Ve
قَبِيعَةُ الْخِنْزِيرِ [ḵabîʹatu’l-ḣinzîr] (bâ’yla) Hınzîrin burnundan hâsıl olan savta derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı