اَلْقُبَرُ [el-ḵuber] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bir gûne üzüm ismidir ki ak ve uzun olur, aʹlâ kurusu olur.
اَلْقِبْرُ [el-ḵibr] (ḵâf’ın kesriyle) ʹÛd ağacında olan çürük yere denir.
اَلْقُبَّرُ [el-ḵubber] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) ve
اَلْقُبَرُ [el-ḵuber] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Toygar kuşuna denir, أَبُو الْمَلِيحِ [ebu’l-melîḩ] künyesidir; müfredi قُبَّرَةٌ [ḵubberet] ve قُبَرَةٌ [ḵuberet]tir. Ve ona قُنْبَرَاءُ [ḵunberâ΄] dahi denir, عُنْصَلاَءُ [ʹunṡalâ΄] vezninde; cemʹi قَنَابِرُ [ḵanâbir]dir, قُنْفُذَةٌ [ḵunfužet] vezninde, قُنْبُرَةٌ [ḵunburet] demek câ΄iz değildir yâhûd lügat-ı rediyyedir.
اَلْقَبْرُ [el-ḵabr] (ḵâf’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) İnsân kısmının baʹde’l-vefât medfenine denir ki gûr ve mezâr ve Türkîde sin taʹbîr olunur. Cemʹi قُبُورٌ [ḵubûr]dur.
اَلْقُبَّرُ [el-ḵubber] (ḵâf’ın zammı ve bâ’nın fethiyle) قُبَّرَةٌ [ḵubberet]in cemʹidir.
اَلْقَبْرُ [el-ḵabr] (ḵâf’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Gûr, mezâr maʹnâsına. Ve
قَبْرٌ [ḵabr] Meyyiti defn etmeğe de derler; tekûlu: قَبَرْتُ الْمَيِّتَ أَقْبُرُهُ قَبْرًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَأَقْبِرُهُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا دَفَنْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı