el-kifâ΄ ~ اَلْكِفَاءُ

Kamus-ı Muhit - الكفاء maddesi

الْكَفَاءَةُ [el-kefâ΄et] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ve

الْكَفَاءُ [el-kefâ΄] (سَمَاءٌ [semâ΄] vezninde) ismlerdir, bir nesneye müsâvî ve mükâfî olmak hâletine denir ki Türkîde bektaşlık taʹbîr olunur.

الْمُكَافَأَةُ [el-mukâfe΄et] (مُعَامَلَةٌ [muʹâmelet] vezninde) ve

الْكِفَاءُ [el-kifâ΄] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) Mücâzât eylemek maʹnâsınadır ki bir adamın sunʹ ve fiʹline mukâbil ve müsâvî ʹivaz ve cezâ vermekten ʹibârettir; yukâlu: كَافَأَهُ عَلَى الشَّيْءِ مُكَافَأَةً وَكِفَاءً أَيْ جَازَاهُ Ve bir nesneye misl ve mânend olmak, mümâselet maʹnâsınadır; yukâlu: كَافَأَ فُلاَنًا إِذَا مَاثَلَهُ Maʹnâ-yı evvel ve sânî كُفْؤٌ [kuf΄] mâddesinden mufâʹalettir ki bir nesneye kadr ü menzilette müsâvî olmaktır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

مُكَافَأَةٌ [mukâfe΄et] Bir nesneyi gözetmek, murâkabe maʹnâsınadır; yukâlu: كَافَأَهُ أَيْ رَاقَبَهُ Ve müdâfaʹa maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: كَافَأَهُ أَيْ دَافَعَهُ Ve bir bahâdır kişi iki fâris meyânına girip mızrağıyla bir beriye ve bir öteye dürterek onları defʹ ve bertaraf eylese كَافَأَ بَيْنَ فَارِسَيْنِ بِرُمْحِهِ derler.

Vankulu Lugatı - الكفاء maddesi

اَلْكِفَاءُ [el-kifâ΄] (bi’l-kesri ve’l-meddi) Bir kaç pâre bezdir ki birbirine dikerler dahi haymenin ardına çekerler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı