اَللَّبُودُ [el-lebûd] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Kene taʹbîr olunan böceğe ıtlâk olunur.
اَللُّبُودُ [el-lubûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَللَّبَدُ [el-lebed] (fethateynle) Bir yerde mukîm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَدَ الرَّجُلُ بِالْمَكَانِ وَلَبِدَ لُبُودًا وَلَبَدًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve bir nesneye yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَدَ بِهِ وَلَبِدَ بِهِ إِذَا لَزِقَ بِهِ
اَللُّبُودُ [el-lubûd] (zammeteynle) Cemʹi, keçeler maʹnâsına. Ve bir nesne yere yapışmağa dahi derler; yukâlu: لَبَدَ الشَّيْءُ بِالْأَرْضِ يَلْبُدُ لُبُودًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı