اَلنُّمِّيَّةُ [en-nummiyyet] (hâ’yla) Mü΄ennestir ki zikr olundu. Ve üveyik kuşuna denir, فَاخِتَةٌ [fâḣitet] maʹnâsına.
اَلنَّمْيُ [en-nemy] (رَمْيٌ [remy] vezninde) ve
اَلنُّمِيُّ [en-numiyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) ve
اَلنَّمَاءُ [en-nemâ΄] (سَخَاءٌ [seḣâ΄] vezninde) ve
اَلنَّمِيَّةُ [en-nemiyyet] (عَطِيَّةٌ [ʹaṯiyyet] vezninde) نُمُوٌّ [numuvv] kelimesinde lügattir; yukâlu: نَمَى الشَّيْءُ يَنْمِي نَمْيًا وَنُمِيًّا نَمَاءً وَنَمِيَّةً إِذَا زَادَ Ve tutruğu çoğaltmakla âteşi pek ʹalevlendirmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَمَى النَّارَ إِذَا رَفَعَهَا وَأَشْبَعَ وَقُودَهَا Ve semirmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَمَى الرَّجُلُ إِذَا سَمِنَ Ve nehr ve bahrin suyu kabarıp kalkmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَمَى الْمَاءُ إِذَا طَمَا Ve bir adama bir kelâm ve haber refʹ ve isnâd olunmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَمَى إِلَيْهِ الْحَدِيثُ إِذَا ارْتَفَعَ إِلَيْهِ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu: نَمَيْتُ الْحَدِيثَ إِلَيْهِ إِذَا رَفَعْتَهُ وَعَزَوْتَهُ
اَلنِّمِيَّةُ [en-nimiyyet] (vezn-i mezbûr üzere) Vâhidi. Ve Ebû ʹUbeyde eyitti: نِمِيٌّ [nimiyy] şol dirhemdir ki onda kurşun yâhûd nuhâs vardır. Ve
نِمِيٌّ [nimiyy] Gâh olur ehad maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: مَا بِهَا نِمِيٌّ أَيْ مَا بِهَا أَحَدٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı