el-hûl ~ اَلْهُولُ

Kamus-ı Muhit - الهول maddesi

اَلْهُولُ [el-hûl] (hâ’nın zammıyla) Korkunç nesneye denir. Ve yavuz ve tîz-dîl nâkaya هُولُ الْجَنَانِ [hûlu’l-cenân] ıtlâk olunur; yukâlu: نَاقَة ٌهُولُ الْجَنَانِ أَيْ حَدِيدُ الْقَلْبِ

اَلْهَوْلُ [el-hevl] (قَوْلٌ [ḵavl] vezninde) Bir adamı belinlendirip korkutmak maʹnâsınadır: yukâlu: هَالَهُ يَهُولُهُ هَوْلًا إِذَا أَفْزَعَهُ Ve

هَوْلٌ [hevl] Şol korkunç nesnenin korkusuna denir ki ondan ne gûne hâlet hâdis olacağı nâ-maʹlûm olmakla o taraftan dâ΄imâ endîşe-nâk olunur, هَوْلٌ [hevl]-i bahr gibi; cemʹi أَهْوَالٌ [ehvâl] ve هُوُولٌ [huvûl] gelir hâ’nın zammıyla; yukâlu: رَكِبَ هَوْلَ اللَّيْلِ وَهَوْلَ الْبَحْرِ وَهُوَ الْمَخَافَةُ مِنَ الْأَمْرِ لَا يُدْرَى مَا هَجَمَ عَلَيْهِ Ve

هَوْلٌ [hevl] Sarhoş kimse ihtilâl-ı dimâg sebebiyle baʹzı suver ve muhayyelât tevehhüm eylemekle ondan belinleyip ürkmek maʹnâsınadır; yukâlu: هِيلَ السَّكْرَانُ يُهَالُ هَوْلًا عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا رَأَى تَهَاوِيلَ فِي سُكْرِهِ فَفَزِعَ مِنْهُ

Vankulu Lugatı - الهول maddesi

اَلْهَوْلُ [el-hevl] (hâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Korkmak; yukâlu: هَالَهُ الشَّيْءُ يَهُولُهُ هَوْلًا إِذَا أَفْزَعَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı