el-hevî ~ اَلْهَوِي

Kamus-ı Muhit - الهوي maddesi

اَلْهَوِي [el-hevî] (عَمِي [ʹamî] vezninde) Muhabbet maʹnâsına olan هَوَى [hevâ] mâddesinden ism-i fâʹildir, muhibb ve dost maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ لَهُ هَوٍ أَيْ مُحِبٌّ

اَلْهُوِيُّ [el-huviyy] (hâ’nın zammıyla عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) Mızrak temreninin darbesinden olan yaranın lâle gibi ağzı açılmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَوَتِ الطَّعْنَةُ تَهْوِي هُوِيًّا إِذَا فَتَحَتْ فَاهَا Ve şâhîn ve ʹukâb makûlesi kuş yukarıdan aşağıya bir nesne üzere sâʹika gibi süzülüp inmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوَتِ الْعُقَابُ إِذَا انْقَضَّتْ عَلَى صَيْدٍ أَوْ غَيْرِهِ Ve bir nesne yukarıdan aşağıya düşmek manâsınadır; yukâlu: هَوَى الشَّيْءُ إِذَا سَقَطَ Ve bir nesneyi almak için el sunulmak ve el uzanmak maʹnâsınadır; tekûlu: هَوَتْ يَدِي لَهُ أَيِ امْتَدَّتْ وَارْتَفَعَتْ Ve yel esmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوَتِ الرِّيحُ إِذَا هَبَّتْ Ve ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوَى فُلَانٌ إِذَا مَاتَ

اَلْهَوِيُّ [el-heviyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] ve عُتِيٌّ [ʹutiyy] veznlerinde) ve

اَلْهَوَيَانُ [el-heveyân] (هَذَيَانٌ [hežeyân] vezninde) Bunlar da yukarıdan aşağıya düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوَى الشَّيْءُ هَوِيًّا وَهُوِيًّا وَهَوَيَانًا إِذَا سَقَطَ مِنْ عُلْوٍ إِلَى سُفْلٍ Ve ʹinde’l-baʹz هَوِيٌّ [heviyy] غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde yukarı ağıp çıkmak maʹnâsınadır ve هُوِيٌّ [huviyy] عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde inişe ve engebeye inmek maʹnâsınadır; fe-yukâlu: هَوَى الرَّجُلُ هَوِيًّا إِذَا صَعِدَ وَارْتَفَعَ وَهَوَى الرَّجُلُ هُوِيًّا إِذَا انْحَدَرَ

Vankulu Lugatı - الهوي maddesi

اَلْهُوِيُّ [el-huviyy] (hâ’nın zammı ve vâv’ın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) Hâlet-i seyrde geçip gitmek, مَضَى maʹnâsına. Ve yara ağzı açılmağa dahi derler; yukâlu: هَوَتِ الطَّعْنَةُ تَهْوِي إِذَا فَتَحَتْ فَاهَا

اَلْهَوِيُّ [el-heviyy] (hâ’nın fethi ve vâv’ın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) Düşmek, سُقُوطٌ [suḵûṯ] maʹnâsına; yukâlu: هَوَى يَهْوِي هَوِيًّا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَقَطَ إِلَى أَسْفَلَ Ve

هَوِيٌّ [heviyy] Bir mikdâr maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَضَى هَوِيٌّ مِنَ اللَّيْلِ أَيْ هَزِيعٌ مِنْهُ وَالْهَزِيعُ بِالزَّاءِ الْمُعْجَمَةِ وَالْعَيْنِ الْمُهْمَلَةِ طَائِفَةٌ مِنْهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı