اَلثَّكْمُ [ešamp;-šamp;ekm] (šamp;â’nın fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Bir adamın izine düşüp yâhûd izini sürüp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَكَمَ آثَارَهُمْ ثَكْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا اقْتَصَّهَا Ve bir nesneye müdâvemet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَكَمَ الْأَمْرَ إِذَا لَزِمَهُ Ve bir yerde mukîm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَكَمَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ
اَلثَّكَمُ [ešamp;-šamp;ekem] (fethateynle) ثَكْمٌ [šamp;ekm] kelimesiyle iki maʹnâ-yı ahîrde mürâdiftir; yukâlu: ثَكِمَ الْأَمْرَ ثَكَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَزِمَهُ ve yukâlu: ثَكِمَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ Ve
ثَكَمُ الطَّرِيقِ [šamp;ekemu’ṯ-ṯarîḵ] ve
ثُكَمُ الطَّرِيقِ [šamp;ukemu’ṯ-ṯarîḵ] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Yolun açık doğru ve belli sırtına denir; yukâlu: أَخَذَ ثَكَمَ الطَّرِيقِ وَثُكَمَهُ أَيْ سَنَنَهُ
اَلثَّكَمُ [ešamp;-šamp;ekem] (fethateynle) Yol ortası,وَسَطُ الطَّرِيقِ maʹnâsına. Ve
ثَكَمٌ [šamp;ekem] Bir yerde ikâmet etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: ثَكِمَ بِالْمَكَانِ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve
ثَكَمٌ [šamp;ekem] Yola gitmeden hâlî olmamağa dahi derler; tekûlu: ثَكِمْتُ الطَّرِيقَ إِذَا لَزِمْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı