eš-šulš ~ اَلثُّلْثُ

Kamus-ı Muhit - الثلث maddesi

اَلثُّلْثُ [ešamp;-šamp;ulšamp;] (šamp;â’nın zammı ve lâm’ın sükûnuyla ve zammeteynle) Üç cüz΄den bir cüz΄e denir ki üçte bir taʹbîr olunur; tesniyesinde ثُلْثَانِ [šamp;ulšamp;ân] ve cemʹinde أَثْلاَثُ [ešamp;lâšamp;] denir.

اَلثَّلْثُ [ešamp;-šamp;elšamp;] (مَكْثٌ [mekšamp;] vezninde) Bir kimsenin mâlının üçte birini almak maʹnâsınadır; tekûlu: ثَلَثْتُ الْقَوْمَ ثَلْثًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ أَيْ أَخَذْتُ ثُلُثَ أَمْوَالِهِمْ Ve bir gürûhun üçüncüsü olmak yâhûd kendi nefsiyle üç nefere yâhûd otuz nefere tekmîl eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: ثَلَثْتُهُمْ ثَلْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ كُنْتُ ثَالِثَهُمْ أَوْ كَمَّلْتُهُمْ ثَلاَثَةً أَوْ ثَلاَثِينَ بِنَفْسِي

اَلثِّلْثُ [ešamp;-šamp;ilšamp;] (šamp;â’nın kesriyle) Ağacı ve ekini üç günde bir kerre suvarmağa denir ki buna mahsûstur; yukâlu: سَقَى نَخْلَهُ أَوْ زَرْعَهُ الثِّلْثَ أَيْ بَعْدَ الثُّنْيَا يَعْنِي مَرَّةً فِي ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ Ve

ثِلْثٌ [šamp;ilšamp;] Nâkanın üçüncü yavrusuna denir. Pes Cevherî’nin وَلاَ يُسْتَعْمَلُ إِلاَّ فِي اْلأَوَّلِ kavli manzûr-fîhtir, lâkin Cevherî maʹnâ-yı evvele hasr eylemeyip belki bu suvarmak ağaç ve ekin kısmına mahsûstur, devâbb suvarmakta istiʹmâl olunmaz demekle iʹtirâz-ı mezkûr nâ-becâdır. Ve bu iʹtirâz baʹzı nüshalardan sâkıttır.

Vankulu Lugatı - الثلث maddesi

اَلثُّلْثُ [ešamp;-šamp;ulšamp;] (šamp;â’nın zammıyla ve lâm’ın sükûnuyla) Üçte bir demektir.

اَلثَّلْثُ [ešamp;-šamp;elšamp;] (šamp;â’nın fethiyle) Bir kimsenin mâlının üçte birin almak; tekûlu: ثَلَثْتُ الْقَوْمَ أَثْلُثُهُمْ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَخَذْتَ ثُلْثَ أَمْوَالِهِمْ وَإِذَا قُلْتَ أَثْلِثُهُمْ بِالْكَسْرِ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي يَكُونُ الْمَعْنَى كُنْتُ ثَالِثَهُمْ أَوْ كَمَّلْتُهُمْ ثَلَاثَةً بِنَفْسِي إِلَّا أَنَّكَ تَفْتَحُ أَرْبَعُهُمْ وَأَسْبَعُهُمْ فِيهِمَا جَمِيعًا لِمَكَانِ الْعَيْنِ وَتَقُولُ كَانُوا تِسْعَةً وَعِشْرِينَ فَثَلَثْتُهُمْ أَيْ صِرْتُ بِهِمْ تَمَامَ ثَلَاثِينَ وَكَانُوا تِسْعَةً وَثَلَاثِينَ فَرَبَعْتُهُمْ مِثْلُ لَفْظِ الثَّلَاثَةِ وَالْأَرْبَعَةِ كَذَلِكَ إِلَى الْمِائَةِ Yaʹnî ثَلَاثِينَ [šamp;elâšamp;în] lafzında ve أَرْبَعِينَ [erbaʹîn] lafzına ثَلَثَهُ ve أَرْبَعَهُ dediğin gibi dersin yüze varınca.

اَلثِّلْثُ [ešamp;-šamp;ilšamp;] (šamp;â’nın kesriyle ve lâm’ın sükûnuyla) Üç günde bir suvarmak min kavlihim: هُوَ يَسْقِي نَخْلَهُ الثِّلْثَ Yaʹnî ağacı üç günde bir suvarır. Ve bu suvarma eşcâr kısmına mahsûstur, davar suvarmada ثِلْثٌ [šamp;ilšamp;] yoktur, zîrâ deve yâ her gün yâ gün aşırı yâ dördüncü gün yâ beşinci gün suvarılır, عِشْرٌ [ʹişr]e varınca; yaʹnî onuncu güne varınca. Pes davar suvarmada رِفْتٌ [rift] [ve] غِبٌّ [ġibb] [ve] خِمْسٌ [ḣims] derler ثِلْثٌ demezler. Ve رِفْتٌ [rift] râ’nın kesriyle her gün suvarmağa ve غِبٌّ [ġibb] ġayn’ın kesriyle gün aşırı suvarmağa derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı