el-cežeb ~ اَلْجَذَبُ

Kamus-ı Muhit - الجذب maddesi

اَلْجَذَبُ [el-cežeb] (fethateynle) Hurmâ beynisine denir, جُمَّارُ النَّخْلِ [cummâru’n-naḣl] maʹnâsına; ʹalâ-kavlin sert ve dürüşt olanına denir.

اَلْجَذْبُ [el-cežb] (cîm’in fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla) Bir nesneyi çekip uzatmak ve sündürmek maʹnâsınadır; suverî ve maʹnevîde şâyiʹdir; yukâlu: جَذَبَهُ جَذْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي اِذَا مَدَّهُ Ve bir nesneyi âher yere nakl edip yerini değiştirmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: جَذَبَ الشَّيْءَ أَيْ حَوَّلَهُ عَنْ مَوْضِعِهِ Ve nâkanın sütü çekilip azalmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: جَذَبَتِ النَّاقَةُ اِذَا قَلَّ لَبَنُهَا Ve ay âhir olmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: جَذَبَ الشَّهْرُ اِذَا مَضَى عَامَّتُهُ أَيْ أَكْثَرُهُ Ve veledi sütten kesmek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: جَذَبَ الْمُهْرَ أَيْ فَطَمَهُ Ve bâb-ı mübâlagada istiʹmâl olunur; yaʹnî bir nesneyi çekişmek bâbında âhere gâlib olmak maʹnâsına olur; yukâlu: جَذَبَ فُلاَنٌ فُلاَنًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ اِذَا غَلَبَهُ فِي الْمُجَاذَبَةِ Lâkin bunda münâsib olan جَاذَبَهُ فَجَذَبَهُ ʹunvânıyla olmaktır. Ve ʹArablar سَيْرٌ جَذْبٌ derler, سَرِيعٌ [serîʹ] maʹnâsına; burada vasf bi’l-masdardır. Ve

جَذْبٌ [cežb] Hurmâ beynisini kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَذَبَ النَّخْلَةَ جَذْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي اِذَا قَطَعَ جَذَبَهَا Ve kapta olan suyu ağızıyla bir solukta çekip içmek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: جَذَبَ مِنَ الْمَاءِ نَفَسًا اِذَا كَرَعَ فِيهِ

Vankulu Lugatı - الجذب maddesi

اَلْجَذَبُ [el-cežeb] (fethateynle) Hurmâ ağacının göbeği, şahm-ı nahl maʹnâsına. Vâhidi اَلْجَذَبَةُ [el-cežebet] gelir.

اَلْجَذْبُ [el-cežb] (cîm’in fethi ve žâl’ın sükûnuyla) Çekmek; yukâlu: جَذَبَهُ وَجَبَذَهُ عَلَى الْقَلْبِ بَيْنَ الْبَاءِ وَالذَّالِ ve minhu yukâlu li’r-reculi izâ keraʹa fi’l-inâ΄i: جَذَبَ مِنْهُ نَفَسًا أَوْ نَفَسَيْنِ Yaʹnî kaçan ki kapta olan nesneyi bir nefeste yâhûd iki nefeste çekse böyle derler. Ve ay âhir olmak; yukâlu: جَذَبَ الشَّهْرُ أَيْ مَضَى عَامَّتُهُ Ve kulunu anasından ayırmak; yukâlu: جَذَبْتُ الْمَهْرَ عَنْ أُمِّهِ أَيْ فَطَمْتُهُ Ve ağız yarı kesilmek, inkıtâʹ-ı رِيقٌ [rîḵ] maʹnâsına. Ve nâkanın sütü az olmak; yukâlu: جَذَبَتِ النَّاقَةُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَلَّ لَبَنُهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı