اَلْجَدَلُ [el-cedel] (fethateynle) ʹAn-iktidâr şiddetle nizâʹ ve husûmet eder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَدَلَ الرَّجُلُ جَدْلًا إِذَا اشْتَدَّتْ خُصُومَتُهُ وَقَدَرَ عَلَيْهَا Ve bu ihkâm-ı fetl maʹnâsından me΄hûzdur.
اَلْجَدِلُ [el-cedil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْجِدْلُ [el-cidl] (عِدْلٌ [ʹidl] vezninde) جُدُولٌ [cudûl]dan vasftır, pek ve saht olan şey΄e denir; yukâlu: شَيْءٌ جَدِلٌ وَجِدْلٌ أَيْ صُلْبٌ Ve
جَدِلٌ [cedil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Pek münâziʹ ve mücâdil adama denir.
اَلْجَدْلُ [el-cedl] (cîm’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Örgüyü muhkem eylemek maʹnâsınadır ki muhkem bükmek olacaktır; yukâlu: جَدَلَ الْحَبْلَ جَدْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا أَحْكَمَ فَتْلَهُ Ve
جَدْلٌ [cedl] Kazık gibi kavî ve şedîd olan zekere ıtlâk olunur. Ve ellerin ve ayakların ve sâ΄ir aʹzânın metîn ve muhkem olan uzun kemiklerine ıtlâk olunur. Ve bedende şol kemiğe denir ki kütük gibi yoğun ve muhkem olup ve ona sâ΄ir kemikler karışmayıp başkaca ola, omaca kemiği gibi, bunlarda kesr ile de câ΄izdir; cemʹi أَجْدَالٌ [ecdâl] gelir ve جُدُولٌ [cudûl] gelir. Ve
جَدْلٌ [cedl] Masdar olur, âhû ve sâ΄ir hayvân yavruları kuvvetlenip anası arkasına uyup gider olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَدَلَ وَلَدُ الظَّبْيَةِ وَغَيْرِهَا جَدْلًا إِذَا قَوِيَ وَتَبِعَ أُمَّهُ Ve sünbüle özlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَدَلَ الْحَبُّ فِي السُّنْبُلِ إِذَا وَقَعَ Ve bir adamı yere yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَدَلَهُ إِذَا صَرَعَهُ عَلَى الْجَدَالَةِ Ve
جَدْلٌ [cedl] Kabr ve mezâra ıtlâk olunur.
اَلْجَدَلُ [el-cedel] (fethateynle) İsmdir, şiddet-i husûmet maʹnâsına.
اَلْجَدْلُ [el-cedl] (cîm’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ʹUzv maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı