el-ḩamârret ~ اَلْحَمَارَّةُ

Kamus-ı Muhit - الحمارة maddesi

اَلْحَمَارَّةُ [el-ḩamârret] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in tahfîfi ve râ’nın teşdîdiyle ve zarûret-i şiʹr için baʹzen tahfîf olunur) Havâda olan şiddet-i harârete denir; yukâlu: أَحْرَقَتِ النَّبَاتَ حَمَارَّةُ الصَّيْفِ أَيْ شِدَّةُ حَرِّهِ

اَلْحَمَّارَةُ [el-ḩammâret] (جَبَّانَةٌ [cebbânet] vezninde) Feres-i hecîn yaʹnî beygire denir ki Fârisîde esb-i pâlânî derler. Ve

حَمَّارَةٌ [ḩammâret] Eşek sâhiblerine yaʹnî eşekçi taʹbîr olunan kâfile ve cemâʹate denir ve ona حَامِرَةٌ [ḩâmiret] dahi denir, ism-i fâʹil-i nesebîdir.

اَلْحِمَارَةُ [el-ḩimâret] (hâ’yla) Kancık eşeğe denir, أَتَانٌ [etân] gibi. Pes بَقَرٌ [baḵar] ve بَقَرَةٌ [baḵarat] kabîlinden olmaz. Ve sayyâdın gömeltisi etrâfında çepçevre dikili olan metris taşlarına ıtlâk olunur. Ve iri ve büyük kayaya ıtlâk olunur. Ve هَوْدَجٌ [hevdec] ve مِحَفَّةٌ [miḩaffet] ağacına denir ki kalın olur. Ve lahd üzere vazʹ olunan yassı ve enli büyük taşa denir. Cemʹi حَمَائِرُ [ḩamâ΄ir] gelir. Mütercim der ki Fârisîde dahi her iri ve künde olan şey΄e har ıtlâk olunur, meselâ har-ı batt pek iri kaza denir. İntehâ. Ve

حِمَارَةٌ [Ḩimâret] Bâdiyede bir kara taşlık adıdır. Ve

حِمَارَةُالْقَدَمِ [ḩimâretu’l-ḵadem] Ayağın parmaklarının fevkinde olan yumru ve tümsek yere ıtlâk olunur. Mü΄ellif اَلْمُشْرِفَةُ فَوْقَ أَصَابِعِهَا ʹibâretiyle ve Râġıb ظَهَرَ عَظْمُهُمَا الْقَرِيبُ مِنَ الْمَفْصَلِ Ve sâhib-i Nihâyeمَا أَشْرَفَ بَيْنَ مَفْصَلِهَا وَأَصَابِعِهَا مِنْ فَوْقٍ ʹunvânıyla beyân eylemekle parmaklar ile mafsalın yaʹnî topukla kavuştuğu yerin aralığından üst tarafta olan tümsek olur ki Şîʹî tâ΄ifesi oranın kemiğine كَعْبٌ [kaʹb] ıtlâkıyla gasl husûsunda ehl-i sünnete muhâlefet ederler. Hattâ Nihâye’de وَفِي حَدِيثِ عَلِيٍّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ “يُقْطَعُ السَّارِقُ مِنْ حِمَارَةِ الْقَدَمِ” ve fî hadîsin âhare: “أَنَّهُ كَانَ يَغْسِلُ رِجْلَهُ مِنْ حِمَارَةِ الْقَدَمِ” hadîslerinde vech-i mezkûr üzere beyân eylemiştir. Hülâsası incik ile ayağın ön taraftan kavuştuğu oynak yeriyle parmağın mâ-beyni olan ortası tümsek yastım yer olur. Hattâ Ḵuhistânî’de: وَيَقْطَعُ رِجْلَهُ الْيُسْرَى مِنَ الْكَعْبِ ʹibâreti onu musarrihtir.

Vankulu Lugatı - الحمارة maddesi

اَلْحَمَّارَةُ [el-ḩammâret] (kezâlik ḩâ’nın fethiyle ve mîm’in teşdîdiyle) Vâhididir, حَمَّالٌ [ḩammâl] gibi, deveci maʹnâsına ve بَغَّالٌ [baġġâl] gibi, katırcı maʹnâsına.

اَلْحِمَارَةُ [el-ḩimâret] حِمَارٌ [ḩimâr]ın mü΄ennesi. Ve

حِمَارَةٌ [ḩimâret] Şol taşlara derler ki havuzun etrâfına dikerler, tâ ki suyu yabana akmaya. Ve kezâlik sayyâdın avgâhta olan evinin etrâfına diktikleri taşlara dahi حِمَارَةٌ [ḩimâret] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı