el-ḣirrîḵ ~ اَلْخِرِّيقُ

Kamus-ı Muhit - الخريق maddesi

اَلْخِرِّيقُ [el-ḣirrîḵ] (سِكِّيتٌ [sikkît] vezninde) خَرْقٌ [ḣirḵ] maʹnâsınadır. Ve pek kerîm ve civân-merd, kesîrü’s-sehâvet adama denir. Cemʹi خِرِّيقُونَ [ḣirrîḵûn] gelir.

اَلْخَرِيقُ [el-ḣarîḵ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Çayırlı çimenli olan düz oturaklı aralık yere denir. Cemʹi خُرُقٌ [ḣuruḵ] gelir, كُتُبٌ [kutub] vezninde; tekûlu: مَرَرْتُ بِخَرِيقٍ أَيْ مُطْمَئِنِّ مِنَ الْأَرْضِ وَفِيهِ نَبَاتٌ Ve pek esen soğuk yele denir. Ve yumuşak latîf ve muʹtedil esen yele denmekle zıdd olur. ʹAlâ-kavlin bir düzeye tersine esen yele denir yâhûd uzun uzadı esen yele denir. Ve minhu yukâlu: كَأَنَّهُ خَرِيقٌ فِي خَرِيقٍ أَيْ رِيحٌ بَارِدَةٌ شَدِيدَةٌ هَبَّابَةٌ وَكَذَا لَيِّنَةٌ سَهْلَةٌ أَوِ الرَّاجِعَةُ الْمُسْتَمِرَّةُ السَّيْرِ أَوِ الطَّوِيلَةُ الْهُبُوبِ Ve şol kuyuya denir ki dibinde olan kayası yâhûd pek yeri sudan oyulmuş ola. Cemʹi خَرَائِقُ [ḣarâ΄iḵ] gelir ve خُرُقٌ [ḣuruḵ] gelir zammeteynle. Ve

خَرِيقٌ [ḣarîḵ] Veled yırtmakla döl tutmaz olan rahime denir, مُنْخَرِقَةٌ [munḣariḵat] gibi. Ve derin olmayan su arkına denir ki câ-be-câ ağaçlık ola. Ve derenin nihâyetinde olan açıklık geniş yere denir.

Vankulu Lugatı - الخريق maddesi

اَلْخِرِّيقُ [el-ḣirrîḵ] (ḣâ’nın kesri ve râ’nın kesri ve teşdîdiyle ve meddiyle فِسِّيقٌ [fissîḵ] vezni üzere) Zikr olunan maʹnâyadır.

اَلْخَرِيقُ [el-ḣarîḵ] (ḣâ’nın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Şol düz yerdir ki onun nebâtâtı ola. Ve Ferrâ eyitti: مَرَرْتُ بِخَرِيقٍ مِنَ الْأَرْضِ بَيْنَ الْمَسْحَاوَيْنِ derler zikr olunan maʹnâya. Ve مَسْحَى [mesḩâ] mîm’in fethi ve sîn ve ḩâ-i mühmeleteynle taşlı yere derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı