اَلرُّخَاءُ [er-ruḣâ΄] (râ’nın zammıyla) Mülâyim esen yele denir; yukâlu: رِيحٌ رُخَاءٌ أَيْ لَيِّنَةُ الْهُبُوبِ
اَلرَّخَاءُ [er-reḣâ΄] ve
اَلرَّخَاوَةُ [er-reḣâvet] (râ’ların fethiyle) ve
اَلرِّخْوَةُ [er-riḣvet] (râ’nın kesriyle) Bir nesne gevşek ve sölpük olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَخُوَ الشَّيْءُ وَرَخِيَ بِهِ رَخَاءً وَرَخَاوَةً وَرِخْوَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا كَانَ هَشًّا Ve
رَخَاءٌ [reḣâ΄] Bir adamın maʹâşı vüsʹat üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَخُوَ الرَّجُلُ وَرَخَا وَرَخِيَ رَخَاءً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالْأَوَّلِ وَالثَّالِثِ إِذَا وَسَعَ عَيْشُهُ ve yukâlu: هُوَ فِي رَخَاءٍ مِنَ الْعَيْشِ أَيْ فِي سَعَةٍ
اَلرُّخَاءُ [er-ruḣâ΄] (râ’nın zammı ve elifin meddiyle) Mülâyim olan rüzgâr, rîh-i leyyine maʹnâsına. Kâle’l-Aḣfeş fî kavlihi taʹâlâ: ﴿فَسَخَّرْنَا لَهُ الرِّيحَ تَجْرِي بِأَمْرِهِ رُخَاءً حَيْثُ أَصَابَ﴾ (ص، 36) أَيْ جَعَلْنَاهَا رُخَاءً
اَلرَّخَاءُ [er-reḣâ΄] (râ’nın fethi ve elifin meddiyle) Bir nesne gevşek olmak ve vâsiʹ olmak maʹnâsına da gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı