اَلرَّفَاعُ [er-refâʹ] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde ve كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Biçilmiş ekini harman yerine taşımağa denir ki hasâd taşımı ve kızak çekimi taʹbîr ederler; yukâlu: هَذِهِ أَيَّامُ رَفَاعٍ وَرِفَاعٍ أَيْ أَيَّامُ رَفْعِ الْحَصَادِ إِلَى الْبَيْدَرِ Ve
رَفَاعٌ [refâʹ] (râ’nın fethiyle) Gök ekin dolup kalınlaşmağa ıtlâk olunur; yukâlu: ظَهَرَ رَفَاعُ الزَّرْعِ أَيِ اكْتِنَازُهُ
اَلرِّفَاعُ [er-rifâʹ] (râ’nın kesriyle) Ve
اَلرَّفَاعُ [er-refâʹ] (râ’nın fethiyle) Ekini biçtikten sonra harman yerine nakl etmek; yukâlu: هَذِهِ أَيَّامٌ رِفَاعٌ وَرَفَاعٌ Kisâ΄î eyitti: جَرَامٌ [cerâm] ve جِرَامٌ [cirâm]ı fethle ve kesrle ve ona şebîh olanları fethle ve kesrle işitti, illâ رَفَاعٌ [refâʹ]ı meksûr işitmedim dedi. Ve جَرَامٌ [cerâm] cîm’le ve râ-i mühmele ile hurmâ kesimine derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı