اَلرِّفْهُ [er-rifh] (râ’nın kesriyle) Hurde hurmâ ağaçlarına denir.
اَلرَّفْهُ [er-refh] (râ’nın fethiyle ve kesriyle) ve
اَلرُّفُوهُ [er-rufûh] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir adamın dirliği nerm ve sehl ve vâsiʹ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَهَ الرَّجُلُ رَفْهًا وَرُفُوهًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا لَانَ عَيْشُهُ Ve develer her gün diledikleri vaktte suya gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَهَتِ الْإِبِلُ إِذَا وَرَدَتِ الْمَاءَ مَتَى شَاءَتْ
اَلرُّفَهُ [er-rufeh] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Samana denir, تِبْنٌ [tibn] maʹnâsına.
اَلرِّفْهُ [er-rifh] (râ’nın kesri ve fâ’nın sükûnuyla) İsmdir, maʹnâ-yı mezkûrdan.
اَلرَّفْهُ [er-refh] (râ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Deve her gün ne vakt dilerse suya varmak.
اَلرُّفَهُ [er-rufeh] (râ’nın zammı ve fâ’nın fethiyle) Saman, تِبْنٌ [tibn]maʹnâsına. Ve fi’l-meseli: “أَغْنَى مِنَ التُّفَهِ عَنِ الرُّفَهِ” Ve تُفَهٌ [tufeh] tâ’nın zammı ve fâ’nın fethiyle karakulak dedikleri yırtıcı cânver, siyâh-gûş maʹnâsına yaʹnî filân kimsenin filân nesneden istignâsı ziyâdedir, kara kulağın samandan olan istignâsından, zîrâ kara kulak saman yemez belki yiyeni dahi sevmez.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı