اَلرَّكْزُ [er-rekz] (râ’nın fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Yere mızrak makûlesi nesne sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَكَزَ الرُّمْحَ رَكْزًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا غَرَزَهُ فِي الْأَرْضِ Ve damar seğrimek maʹnâsınadır; yukâlu: رَكَزَ الْعِرْقُ إِذَا اخْتَلَجَ
اَلرِّكْزُ [er-rikz] (râ’nın kesriyle) Savt-ı hafîye denir. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا﴾ أَيْ حِسًّا وَصَوْتًا خَفِيًّا Ve
رِكْزٌ [rikz] ʹÂlim ve ʹâkil olarak sehî ve kerîm adama denir; yukâlu: هُوَ رِكْزٌ مِنَ الْأَرْكَازِ أَيْ عَالِمٌ عَاقِلٌ سَخِيٌّ كَرِيمٌ
اَلرَّكْزُ [er-rekz] (râ’nın fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Yere sançmak; yukâlu: رَكَزْتُ الرُّمْحَ أَرْكُزُهُ رَكْزًا إِذَا غَرَزْتَهُ فِي الْأَرْضِ
اَلرِّكْزُ [er-rikz] (râ’nın kesri ve kâf’ın sükûnuyla) Gizli olan âvâz, savt-ı hafî maʹnâsına; kâlallâhu taʹâlâ: ﴿أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا﴾ (مريم 98)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı