ez-zeʹiḵ ~ اَلزَّعِقُ

Kamus-ı Muhit - الزعق maddesi

اَلزَّعِقُ [ez-zeʹiḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Vasftır, gece vakti korkar olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زَعِقٌ أَيْ خَائِفٌ بِاللَّيْلِ Ve cünbüşlü hoş-tabʹ şâtır adama denir; yukâlu: هُوَ زَعِقٌ أَيْ نَشِيطٌ

اَلزَّعَقُ [ez-zeʹaḵ] (fethateynle) Bir adam gece vakti korkar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعِقَ فُلاَنٌ زَعَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَيُقَالُ زُعِقَ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا خَافَ بِاللَّيْلِ Ve neşâtlanıp cünbüş ve şatâret üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعِقَ الرَّجُلُ إِذَا نَشِطَ

اَلزَّعْقُ [ez-zaʹḵ] (zây’ın fethiyle) Bir kimseyi belinletip korkutmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَهُ وَبِهِ زَعْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ذَعَرَهُ Ve davarı ensesinden pek sürüp kovmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَ بِدَوَابِّهِ إِذَا طَرَدَهَا Ve tencereye tuzu çok atmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَ الْقِدْرَ إِذَا كَثَّرَ مِلْحَهَا Ve yel toprağı savurmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَتِ الرِّيحُ التُّرَابَ إِذَا أَثَارَتْهُ Ve ʹakreb sokmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَتْهُ الْعَقْرَبُ إِذَا لَدَغَتْهُ Ve haykırmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَقَ الرَّجُلُ إِذَا صَاحَ

Vankulu Lugatı - الزعق maddesi

اَلزَّعِقُ [ez-zeʹiḵ] (zâ’nın fethi ve ʹayn’ın kesri ile) Şol kimsedir ki sürûrunda fezaʹ üzere olup haykıra.

اَلزَّعَقُ [ez-zeʹaḵ] (fethateynle) Masdardır, hâlet-i sürûrda fezaʹ üzere olup sayha kılmak maʹnâsına; yukâlu: زَعِقَ يَزْعَقُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلزَّعْقُ [ez-zaʹḵ] (zâ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Çağırmak; yukâlu: زَعَقْتُ بِهِ زَعْقًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı