اَلزَّغْبَرُ [ez-zaġber] (جَعْفَرٌ [caʹfer] vezninde) Her şey΄in mecmûʹuna denir ki hep ve götürü taʹbîr olunur; yukâlu: أَخَذَ الشَّيْءَ بِزَغْبَرِهِ أَيْ أَجْمَعَ وَلَمْ يَدَعْ مِنْهُ شَيْئًا Ve
زَغْبَرٌ [zaġber] مَرْوٌ [merv] dedikleri nebâtın yufka yapraklı olan nevʹine denir, buna Fârisîde merv-i sefîd ve merv-i telh ve Türkîde şile derler. Bunda zâ’nın kesriyle de zebân-zeddir.
اَلزِّغْبِرُ [ez-ziġbir] (زِبْرِجٌ [zibric] vezninde) ve
اَلزُّغْبُرُ [ez-zuġbur] (قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) زِئْبِرٌ [zi΄bir] lafzında lügattır ki esvâb pürüzüne denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı