es-seftecet ~ اَلسَّفْتَجَةُ

Kamus-ı Muhit - السفتجة maddesi

اَلسَّفْتَجَةُ [es-seftecet] (دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Mâdde-i mezbûreden mutasarrıftır, akçeyi poliçe eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَفْتَجَ فُلاَنًا إِذَا عَامَلَهُ بِالسُّفْتَجَةِ وَهِيَ أَنْ يُعْطِيَ مَالاً لِأَحَدٍ وَلِلْآخِذِ مَالٌ فِي بَلَدِ الْمُعْطِي فَيُوَفِّيَهُ إِيَّاهُ ثَمَنَهُ فَيَسْتَفِيدَ أَمْنَ الطَّرِيقِ

اَلسُّفْتَجَةُ [es-suftecet] (sîn’in zammıyla قُرْطَقَةُ [ḵurṯaḵat] vezninde) Bir adamın kendi beldesinde mâlı olmakla belde-i mezbûrede kendisine edâ ve iʹtâ eylemek kavliyle bir kimse o adama diyâr-ı âherde mâl vermeğe denir. Bundan garazı emn-i tarîktir. Bu ʹamel bizim ıstılâhımızda poliçe taʹbîr eylediğimiz olacaktır ki سُفْتَجَةٌ [suftecet] o poliçedir. Ve bu, sefte-i Fârisî muʹarrebidir. Kaldı ki mü΄ellif müsâmaha ile kâsır taʹrîf eylemiştir. Ümmehât-ı sâ΄irede bir tâcir yâhûd belde-i uhrâya giden kimse hatar-ı tarîkten yâhûd ʹusret-i muhâfazadan nâşî belde-i mezbûrede mâlı yâhûd şerîk ve sadîki olan bir kimseye belde-i mezkûrede kendisi yâ şerîki yâ sadîki edâ eylemek kavliyle akçe yâ gayrı mâl vermekle müfesserdir. Aslı Fârisîde sefte diyâr-ı uhrâya gönderilen nesneye denir, hediyye olsun bidâʹa olsun, baʹdehu ʹamel-i mezbûrda ve bu vech üzere verilen mâlda istiʹmâl eylediler. Kütüb-i fıkhiyyede niçe ahkâmı meşrûhtur, hâlen âyende ve revende beyninde meşrûhtur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı