Kamus-ı Muhit - الشزر maddesi

اَلشَّزَرُ [eş-şezer] (fethateynle) Göz kızıl olmağa denir; yukâlu: فِي لَحْظِهَا شَزْرٌ أَيْ حُمْرَةٌ

اَلشَّزْرُ [eş-şezr] (şîn’in fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Bir kimse rû-be-rû bakmayıp bugz ve heybet bakışıyla bir taraftan ve bir yandan doğru bakmak maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin iʹrâzı mutazammın hasmâne bakmak yâhûd göz kuyruğuyla dargın bakışı gibi bakmak yâhûd doğru bakmayıp sağdan soldan bakıştırmak maʹnâsınadır ki bu dahi gazabdan nâşî olur. Hülâsa akvâl-i mezkûrenin mecmûʹunda muhabbet ve nüvâziş nazarı olmayıp bugz ve gazab nazarı derkârdır, zamânenin erbâb-ı kemâle nazarı gibi; yukâlu: شَزَرَهُ وَإِلَيْهِ شَزْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا نَظَرَهُ مِنْهُ أَيْ مِنْ نَفْسِهِ فِي أَحَدِ شِقَّيْهِ أَوْ هُوَ نَظَرٌ فِيهِ إِعْرَاضٌ أَوْ نَظَرُ الْغَضْبَانِ بِمُؤْخِرِ الْعَيْنِ أَوِ النَّظَرُ عَنْ يَمِينٍ وَشِمَالٍ Ve bir kimseye mızrak sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَزَرَ فُلاَنًا إِذَا طَعَنَهُ Ve göz değirmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَزَرَهُ إِذَا أَصَابَهُ بِالْعَيْنِ Ve ipi soluna bükmek maʹnâsınadır ki şedîdü’l-fetl olur, ʹalâ-kavlin taşrasından büküp içine çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَزَرَ الْحَبْلَ إِذَا فَتَلَهُ عَنِ الْيَسَارِ أَوْ فَتَلَ مِنْ خَارِجٍ وَرَدَّهُ إِلَى بَطْنِهِ Ve

شَزْرٌ [şezr] Doğru bükülmeyip tersine bükülmüş ipe ve urgana denir, vasf bi’l-masdardır; yukâlu: غَزْلٌ شَزْرٌ إِذَا كَانَ مَفْتُولاً عَلَى غَيْرِ اسْتِوَاءٍ Ve el değirmenini sağına doğru çevirmeğe denir, niteki mukâbiline بَتٌّ [bett] denir; yukâlu: طَحَنَ بِالرَّحَى شَزْرًا إِذَا أَدَارَ يَدَهُ عَنْ يَمِينِهِ Ve

شَزْرٌ [şezr] Şiddet ve suʹûbet maʹnâsınadır; tekûlu: كَلَّفَنِي أَمْرًا فِيهِ شَزْرٌ أَيْ شِدَّةٌ وَصُعُوبَةٌ

Vankulu Lugatı - الشزر maddesi

اَلشَّزَرُ [eş-şezer] (fethateynle) Vech-i mezkûr üzere bakmak; yukâlu: فِي الْخُطَّةِ شَزَرٌ

اَلشَّزْرُ [eş-şezr] (şîn’in fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Şol gazab bakışıdır ki göz kuyruğuyla olur. Ve

شَزْرٌ [şezr] İpi tersine bükmeğe ve gönderi sağa ve sola dürtmeğe ve değirmeni sağ cânibine çevirmeğe de derler.