اَلشَّمَاتُ [eş-şemât] ve
اَلشَّمَاتَةُ [eş-şemâtet] (şîn’lerin fethiyle) Düşmanın keder ve musîbetiyle hurrem ve mesrûr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَمِتَ الرَّجُلُ شَمَاتًا وَشَمَاتَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا فَرِحَ بِبَلِيَّةِ الْعَدُوِّ Usûl-i sâ΄irede شَمَاتَةٌ [şemâtet] ism olarak mersûmdur.
اَلشَّمَاتَى [eş-şemâtâ] (صَحَارَى [ṡaḩârâ] vezninde) ve
اَلشِّمَاتُ [eş-şimât] (şîn’in kesriyle) Nevmîd ve tehî-dest kimselere denir, gerek ganîmetten ve gerek âmâl-i sâ΄ireden olsun; yukâlu: رَجَعُوا شَمَاتَى وَشِمَاتًا أَيْ خَائِبِينَ Ve bunların müfredleri mesmûʹ değildir.
اَلشِّمَاتُ [eş-şimât] (şîn’in kesriyle) Nevmîd olanlar; yukâlu: رَجَعَ الْقَوْمُ شِمَاتًا مِنْ مُتَوَجَّهِهِمْ أَيْ خَائِبِينَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı