اَلضِّفْدِع [eḋ-ḋifdiʹ] (زِبْرِجٌ [zibric] vezninde) Kurbağaya denir. Ve şol kemiğe denir ki at kısmının tırnağı içre hâdis olur, bağa taʹbîr ettikleridir ki yürümekten menʹ eder; yukâlu: حَدَثَ فِي حَافِرِ الْفَرَسِ ضِفْدِعٌ وَهُوَ عَظْمٌ فِي جَوْفِ حَافِرِهِ
اَلضِّفْدِعُ [eḋ-ḋifdiʹ] (زِبْرِجٌ [zibric] vezninde) ve
اَلضَّفْدَعُ [eḋ-ḋafdaʹ] (جَعْفَرٌ [caʹfer] vezninde) ve
اَلضُّفْدَعُ [eḋ-ḋufdaʹ] (جُنْدَبٌ [cundeb] vezninde) ve
اَلضِّفْدَعُ [eḋ-ḋifdaʹ] (دِرْهَمٌ [dirhem] vezninde) Kurbağaya denir ki nehrî ve berrî olur. Nehrîsinin zeytûn yağı ve tuz ile matbûh olan lahmını zimâd haşerâtın lesʹ eylediği aʹzâdan semmi câzibdir. Ve berrîsinin yağını tılâ bilâ-elem kalʹ-ı esnânda garîbü’l-eserdir. Müfredi ضِفْدَعَةٌ [ḋifdaʹat]tır; cemʹi ضَفَادِعُ [ḋafâdiʹ] gelir ve ضَفَادِي [ḋafâdî] gelir ʹayn’ı yâ’ya ibdâlla, niteki ثَعَالِبُ [šamp;eʹâlib] ve أَرَانِبُ [erânib] kelimelerinde ثَعَالِي [šamp;eʹâlî] ve أَرَانِي [erânî] dahi denir. Ve ʹArablar نَقَّتْ ضَفَادِعُ بَطْنِهِ derler, karnı acıktı demekten kinâye ederler.
اَلضِّفْدِعُ [eḋ-ḋifḋiʹ] (خِنْصِرٌ [ḣinṡir] vezni üzere) Kurbağa ki mâ΄î olan hayvânâttandır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı