el-ʹucz ~ اَلْعُجْزُ

Kamus-ı Muhit - العجز maddesi

اَلْعَجَزُ [el-ʹacez] (fethateynle) ve

اَلْعُجْزُ [el-ʹucz] (ʹayn’ın zammıyla) Bunlar da hatun büyük kıçlı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَزَتِ الْمَرْأَةُ عَجَزًا وَعُجْزًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَظُمَتْ عَجِيزَتُهَا

اَلْعَجْزُ [el-acz] (ʹayn’ın harekât-ı selâsı ve cîm’in sükûnuyla) ve

اَلْعَجُزُ [el-ʹacuz] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) ve

اَلْعَجِزُ [el-ʹaciz] (كَتِفٌ [ketif] vezninde ki beş lügattir) Bir nesnenin gerisine denir, مُؤَخَّرُ الشَّيْءِ [mu΄aḣḣaru’ş-şey΄] maʹnâsına, dabbenin sağrısı gibi. Ve bu müzekkerdir ve mü΄ennes olur. Cemʹi أَعْجَازٌ [aʹcâz]dır; yukâlu: رَكِبَ عَجِزَ الْبَعِيرِ أَيْ مُؤَخَّرَهُ

Vankulu Lugatı - العجز maddesi

اَلْعُجُزُ [el-ʹucuz] (zammeteynle) ʹAvretin sağrısı büyük olmak; yukâlu: عَجِزَتْ تَعْجَزُ عَجَزًا وَعُجُزًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَظُمَتْ عَجْزَتُهَا Šaʹleb eyitti: İbnu’l-Aʹrâbî’yi işittim ki eydürdü: عَجِزَ الرَّجُلُ denmez cîm’in kesriyle ilâ sağrısı büyük olduğu hînde. Ve عُجُزٌ [ʹucuz] عَجُوزٌ [ʹacûz]un cemʹi dahi gelir; ve fi’l-hadîsi: “إِنَّ الْجَنَّةَ لَا تَدْخُلُهَا الْعُجُزُ” Yaʹnî “Cennete karılar karılık sıfatıyla dâhil olmaz.”

اَلْعَجْزُ [el-ʹacz] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Bir nesnenin mu΄ahharına ıtlâk olunur, tezkîri ve te΄nîsi câ΄izdir. Ve recülün ve imre΄enin mu΄ahharına ıtlâk olunur. Ve

عَجْزٌ [ʹacz] Zaʹfa dahi ıtlâk olunur; tekûlu: عَجَزْتُ عَنْ كَذَا أَعْجِزُ عَجْزًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı