اَلْعُصُوبُ [el-ʹuṡûb] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Ağızda dişler toz makûlesi ʹârızadan kîrlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَصَبَتِ الْأَسْنَانُ عَصْبًا وَعُصُوبًا إِذَا اتَّسَخَتْ مِنْ غُبَارٍ وَنَحْوِهِ كَشِدَّةِ عَطَشٍ أَوْ خَوْفٍ
اَلْعَصُوبُ [el-ʹaṡûb] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol nâkaya denir ki butlarını çekip bağlamadıkça sütünü idrâr eylemez ola. Ve
عَصُوبٌ [ʹaṡûb] Oturak yerlerinin ve uyluklarının etleri azca olan ʹavrete denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ عَصُوبٌ أَيْ رَسْحَاءُ وَزَلاَّءُ Mü΄ellife göre رَسْحَاءُ [resḩâ΄] oturak yerlerinin ve uyluklarının eti azca olan ve زَلاَّءُ [zellâ΄] yalnız kıynaklarının eti azca olan ʹavrete denir ve sâ΄irlere göre ikisi bir maʹnâyadır. Onun için mecmûʹ-ı nüshada harf-i terdîd ile أَوْ زَلاَّءُ ʹunvânında mersûmdur.
اَلْعَصُوبُ [el-ʹaṡûb] (ʹayn’ın fethi ve ṡâd’ın zammıyla) Şol nâka ki budu bağlanmayınca süt vermeye.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı