اَلْعُقَقُ [el-ʹuḵaḵ] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bu dahi şimşeğin sehâb içre kalan eser-i şuʹâʹına denir.
اَلْعَاقُّ [el-ʹâḵḵ] ve
اَلْعَقُّ [el-ʹaḵḵ] (ʹayn’ın fethiyle) ve
اَلْعَقَقُ [el-ʹaḵaḵ] (ʹayn’ın fethiyle) Peder ve mâderine ʹâsî olan nâ-halefe denir. Şârih der ki savâb olan عُقَقُ [ʹuḵaḵ] olmaktır, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ki عَاقٌّ [ʹâḵḵ]ın maʹdûlüdür, عَامِرٌ [ʹâmir] ve عُمَرُ [ʹumer] gibi. İntehâ. Ve عَاقٌّ [ʹâḵḵ] lafzının cemʹi عَقَقَةٌ [ʹaḵaḵat]tır.
اَلْعُقُقُ [el-ʹuḵuḵ] (zammeteynle) Bu dahi عَاقٌّ [ʹâḵḵ] ve ʹâsî olan nâ-halefe denir; yukâlu: وَلَدٌ عَاقٌّ وَعَقٌّ وَعَقَقٌ وَعُقَقُ أَيْ عَاصٍ لِوَالِدِهِ
اَلْعُقَقُ [el-ʹuḵaḵ] (ʹayn’ın zammı ve ḵâf’ın fethiyle) Bi-maʹnâhu; ke- عَامِر [ʹâmir] ve عُمَر [ʹumer].
اَلْعَقَقُ [el-ʹaḵaḵ] (fethateynle) Bi-maʹnâhu.
اَلْعُقُقُ [el-ʹuḵuḵ] (zammeteynle) Cemʹi, رَسُولٌ [resûl]leرُسُلٌ [rusul] gibi. Ve
نَوَى الْعَقُوقِ [neve’l-ʹaḵûḵ] Şol çekirdektir ki mülâyim olmağın onu deveye ʹalef kılarlar. Ve
عُقُقٌ [ʹuḵuḵ] Hâmile olan bütün tırnaklı davara dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı