اَلْعَمْشُ [el-ʹamş] (نَقْشٌ [naḵş] vezninde) عَبْشٌ [ʹabş] maʹnâsınadır ki zikr olundu. Ve min-gayri kasd bir kimseye vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَمَشَهُ عَمْشًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَهُ بِلاَ تَعَمُّدٍ Ve bir nesneye uygun olan şey΄e denir; yukâlu: طَعَامٌ عَمْشٌ لَكَ أَيْ مُوَافِقٌ
اَلْعَمَشُ [el-ʹameş] (fethateynle) Göz ekser-i evkâtta yaşı akıp ve rü΄yeti zaʹîf olmak maʹnâsınadır ki o göze şırlığanlı taʹbîr olunur; yukâlu: عَمِشَتْ عَيْنُهُ عَمَشًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَالَ دَمْعُهَا فِي أَكْثَرِ الْأَوْقَاتِ مَعَ ضَعْفِ الْبَصَرِ Ve bir kimseye söz te΄sîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَمِشَ فِيهِ الْكَلاَمُ إِذَا نَجَعَ Ve hasta ifâkat bulup cism ve cânı yerine gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَمِشَ الْمَرِيضُ إِذَا ثَابَ إِلَيْهِ
اَلْعَمَشُ [el-ʹameş] (fethateynle) Gözün görmesi zaʹîf olmaktır, ekser-i evkâtta yaşı aktığı için; yukâlu: عَمِشَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı