اَلْغَنَا [el-ġanâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) مَغْنَى [maġnâ] gibi مَئِنَّةٌ [me΄innet] maʹnâsınadır ki bir nesnenin mevziʹ-i kifâyetinden ʹibârettir, yukâlu: مَكَانُ كَذَا غَنًا مِنْ فُلَانٍ وَمَغْنًى مِنْهُ أَيْ مَئِنَّةٌ مِنْهُ
اَلْغِنَا [el-ġinâ] (ġayn’ın kesriyle ve elifin kasrıyla) Bir kimse te΄ehhül eylemek maʹnâsınadır; maʹnâ-yı âtiyedendir, zîrâ o sebeble nâ-mahremden iktifâ olunur; yukâlu: غَنِيَ الرَّجُلُ غِنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَزَوَّجَ Ve zengin olmak maʹnâsınadır ve bunda ġayn meftûh oldukta elifi memdûd olur; yukâlu: غَنَا فُلَانٌ غِنًا وَغَنَاءً ضِدُّ فَقْرٍ Ve kifâyet ve iktifâ΄ maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve hatun غَانِيَةٌ [ġâniyet] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَنِيَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا صَارَتْ غَانِيَةً Ve bir mahalde mukîm olmak maʹnâsınadır ki mahâll-i sâ΄ireden müstagnî olur; yukâlu: غَنِيَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve dirlik sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَنِيَ فُلَانٌ إِذَا عَاشَ Ve mülâkî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَنِيَ بِهِ إِذَا لَقِيَ Ve bir adamın dostluğunda ʹale’d-devâm durmak maʹnâsınadır; tekûlu: غَنِيتُ لَكَ مِنِّي بِالْمَوَدَّةِ أَيْ بَقِيتُ Ve olmak, كَوْنٌ [kevn] maʹnâsına müstaʹmeldir ki mecâz-ı mürsel-i tebeʹî olur; tekûlu: غَنِيَتْ دَارُنَا تِهَامَةَ أَيْ كَانَتْ فِيهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı