el-ġummâ ~ اَلْغُمَّى

Kamus-ı Muhit - الغمى maddesi

اَلْغُمَّى [el-ġummâ] (رُبَّى [rubbâ] vezninde) Âfet ve dâhiyeye denir. Ve bir karye adıdır. Ve şol emr-i şedîde denir ki semt-i sülûk u teşebbüsü ve cihet-i selâmeti müşkil ve mestûr ola; ġayn’ın fethiyle de lügattir.

اَلْغَمَّى [el-ġammâ] (حَتَّى [ḩattâ] vezninde ve medd ile) ve

اَلْغُمِّيُّ [el-ġummiyy] (ġayn’ın zammıyla) ve

اَلْغُمِّيَّةُ [el-ġummiyyet] (ġayn’ın zammıyla) Havâ açıklık olmamakla hilâlin mestûrluğuna denir; yukâlu: صُمْنَا لِلْغَمَّى وَالْغُمَّاءِ وَالْغُمِّيِّ وَالْغُمِّيَّةِ أَيْ صُمْنَا عَلَى غَيْرِ رُؤْيَةِ الْهِلَالِ

Vankulu Lugatı - الغمى maddesi

اَلْغُمَّى [el-ġummâ] (ġayn’ın zammı ve elifin kasrı ile) Kezâlik şol gün ki açıklık olmaya, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzer, feth dahi câ΄izdir.

اَلْغَمَى [el-ġamâ] (ġayn’ın fethi ve elifin kasrıyla قَفَا [ḵafâ] vezni üzere) Oğunan kimse; yukâlu: تَرَكْتُ فُلَانًا غَمَى أَيْ مَغْشِيًّا عَلَيْهِ وَيُقَالُ عُمِيَ عَلَيْهِ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ Ve

غَمَى الْبَيْتِ [ġame’l-beyti] Sakfın üzerinde olan nesne gerek kamış ve gerek toprak ve gerek bunlara şebîh olan nesne. Ve eger ġayn’ı meksûr kılsan elifi memdûd kılıp غِمَاءٌ [ġimâ΄] dersin; ve tekûlu: غَمَيْتُ الْبَيْتَ إِذَا وَضَعْتَ مَا عَلَى سَقْفِهِ مِنَ الْقَصَبِ وَنَحْوِهِ

اَلْغَمَّى [el-ġammâ] (ġayn’ın fethi ve elifin kasrı ile) Şol gece ki açıklık olmaya, Ebû ʹUbeyde rivâyeti üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı