el-Ġumeys ~ اَلْغُمَيْسُ

Kamus-ı Muhit - الغميس maddesi

اَلْغُمَيْسُ [el-Ġumeys] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Šaʹlebiyye’ye dokuz mîl mesâfede bir bürke ismidir ki onda bir harâbe kasr vardır. ʹArabların orada bir vakʹaları olmakla yevmü’l-Ġumeys beynlerinden maʹrûftur.

اَلْغَمِيسُ [el-ġamîs] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Kuru otluk içinde mestûr olan tâze ota denir; yukâlu: نَبَاتٌ غَمِيسٌ أَيْ غَمِيرٌ Ve muzlim geceye ve zulmete ıtlâk olunur. Ve henüz zâhire muhrec ve ʹinde’n-nâs maʹrûf olmamış nesneye ıtlâk olunur; yukâlu: شَيْءٌ غَمِيسٌ إِذَا كَانَ لَمْ يَظْهَرْ لِلنَّاسِ وَلَمْ يُعْرَفْ بَعْدُ وَمِنْهُ قَصِيدَةٌ غَمِيسٌ Ve ormana ve sık sâzlığa ve büke ıtlâk olunur. Ve mutlakan sık ve gür ağaçlık ve otluk ve sâzlık makûlesine ıtlâk olunur ki içine duhûl ve ihtifâ΄ olunur ola. Ve sebzevât ve nebâtât aralığında olan küçük su arkına ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - الغميس maddesi

اَلْغَمِيسُ [el-ġamîs] (ġayn’ın fethi ve mîm’in kesri ve meddiyle) Şol ottur ki içine düşen nesneyi setr eyleye. Ve bu ʹâmme-i ehl-i lügatin zâhib olduğu maʹnâdır. Bu takdîrce Cevherî’nin ʹibâretinde: اَلْغَمِيسُ مِنَ النَّبَاتِ اَلْغَمِيرُ dediği mahalde غَمِيرٌ [ġamîr] bi-maʹnâ اَلْغَامِر [el-ġâmir] olur, ammâ sâbıkan غَمِيرٌ [ġamîr]in tefsîrinden fehm olunan budur ki غَمِيرٌ [ġamîr] şol tâze ottur ki kuru otun içinde gizlenmiş ola. Bu takdîrce غَمِيرٌ [ġamîr] bi-maʹnâ اَلْمَغْمُور [el-maġmûr] olur. Ammâ sâhib-i Ṡurâḩ’ın غَمِيسٌ [ġamîs] “nebât ki zemîn-râ fürû pûşed” dediği kusûrdan hâlî değildir, zîrâ içine düşeni örtmekle yeri örtmenin farkı zâhirdir. Ve

غَمِيسٌ [ġamîs] Şol kiçirek mesîl-i mâya derler ki sebze ile nebâtât arasında ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı