el-ġumer ~ اَلْغُمَرُ

Kamus-ı Muhit - الغمر maddesi

اَلْغُمَرُ [el-ġumer] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bir gûne kadeh-i sagîre, ʹalâ-kavlin pek küçüğüne denir.

اَلْغَمْرُ [el-ġamr] (تَمْرٌ [temr] vezninde) Çok suya denir; cemʹi غِمَارٌ [ġimâr] gelir ve غُمُورٌ [ġumûr] gelir; yukâlu: دَخَلَ فِي غَمْرٍ أَيْ مَاءٍ كَثِيرٍ Ve :

اَلْغُمْرُ [el-ġumr] ve

اَلْغُمْرَةُ [el-ġumret] (ġayn’ların zammıyla) Zaʹferâna denir.

اَلْغَمَرُ [el-ġamer] (fethateynle) ve

اَلْغَمْرَةُ [el-ġamret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve

اَلْغُمَارَةُ [el-ġumâret - el-ġamâret] (ġayn’ın zammı ve fethiyle) Bunlar da müzdehim nâsa ıtlâk olunur; tekûlu: دَخَلْتُ فِي غَمَرِ النَّاسِ وَغَمْرَتِهِمْ وَغَمَارَتِهِمْ وَغُمَارَتِهِمْ أَيْ فِي جَمَاعَتِهِمْ وَلَفِيفِهِمْ Ve

غَمَرٌ [ġamer] (fethateynle) Et râyihasına denir. Ve ele bulaşan zifirine denir. Ve bu maʹnâda masdar olur, tekûlu: غَمِرَتْ يَدِي غَمَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَلِقَ بِهَا دَسَمُ اللَّحْمِ Ve

غَمَرٌ [ġamer] Derûnda münʹakid hıkd ve kîneye denir; ġayn’ın kesriyle de câ΄izdir. Cemʹi غُمُورٌ [ġumûr] gelir; yukâlu: فِي قَلْبِهِ غَمَرٌ وَغَمِرٌ أَيْ غِلٌّ وَحِقْدٌ Ve

غَمَرٌ [ġamer] Masdar olur, derûnda kîn tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَمِرَ صَدْرُهُ غَمَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غَلَّ

Vankulu Lugatı - الغمر maddesi

اَلْغُمَرُ [el-ġumer] (ġayn’ın zammı ve mîm’in fethiyle) Kezâlik غَمْرَةٌ [ġamret]in cemʹi, şiddetli maʹnâsına, نَوْبَةٌ [nevbet]le نُوَبٌ [nuveb] gibi.

اَلْغِمْرُ [el-ġimr] (ġayn’ın kesri ve mîm’in sükûnuyla) Susamak, عَطَشٌ [ʹaṯaş] maʹnâsına. Ve

غِمْرٌ [ġimr] Kezâlik hıkda ve hasede derler.

اَلْغَمْرُ [el-ġamr] (ġayn’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Çok suya derler; yukâlu: غَمَرَهُ الْمَاءُ يَغْمُرُهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَعْلَاهُ وَمِنْهُ قِيلَ لِلرَّجُلِ غَمَرَهُ الْقَوْمُ إِذَا عَلَوْهُ شَرْفًا Ve

غَمْرٌ [ġamr] İyi ata dahi derler, cevâd maʹnâsına. Ve غَمْرُ الْخُلُقِ [ġamru’l-ḣuluḵ] derler ḣâ-i muʹceme ile. Ve غَمْرُ الرِّدَاءِ [ġamru’r-ridâ΄] derler sehî maʹnâsına. Ve bahr-i ʹazîm maʹnâsına da gelir.

اَلْغُمْرُ [el-ġumr] (ġayn’ın zammı ve mîm’in sükûnuyla ve mîm’in zammıyla dahi lügattır) Şol kimsedir ki umûru tecribe etmemiş ola; yukâlu: رَجُلٌ غُمْرٌ وَغُمُرٌ

اَلْغَمَرُ [el-ġamer] (fethateynle) Kîn bağlamak; yukâlu: غَمِرَ صَدْرُهُ يَغْمَرُ غِمْرًا وَغَمَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

غَمَرٌ [ġamer] Et râyihasına ve balık râyihasına dahi derler, yukâlu: غَمِرَتْ يَدِي مِنَ اللَّحْمِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı