el-Ġîn ~ اَلْغِينُ

Kamus-ı Muhit - الغين maddesi

اَلْغِينُ [el-Ġîn] (ġayn’ın kesriyle) Bir mevziʹ adıdır. Havâsı vahîm olmakla hummâsı pek çok olur, her kim oraya vazʹ-ı kadem eylese hemân ʹârız olmakla pek enîs ve hem-dem hakkında: “آنَسُ مِنْ حُمَّى الْغِينِ” mesel olmuştur.

اَلْغَيْنُ [el-ġayn] (عَيْنٌ [ʹayn] vezninde) Hurûf-ı hecâdan bir harftir, mechûreden ve hurûf-ı müstaʹliyedendir. Mahreci aʹlâ-yı ḩalḵtandır, telaffuzunda ifrâta mü΄eddi gargara ve ihfâya müntehî olur vechile tahkîk-i mahrecinde ihmâl olunmamak münâsibdir, belki beyân ve izhârında ve ḣâ-yı muʹceme makûlesi harften temyîz ve taḣlîṡinde ihtimâm ve dikkat olunmak lâzımdır. Ve harf-i mezkûr zâ΄id ve harf-i sâ΄ireden bedel vâkiʹ olmaz. Ve

غَيْنٌ [ġayn] Masdar olur, susamak maʹnâsına; tekûlu: غِنْتُ أَغِينُ غَيْنًا إِذَا عَطِشْتَ Ve pek susuzluktan yürek yanmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَانَتِ الْإِبِلُ أَيْ غَامَتْ Ve

غَيْنٌ [ġayn] Buluta denir, غَيْمٌ [ġaym] maʹnâsına. Ve örtmek ve kaplamak maʹnâsınadır; ve minhu yukâlu: غِينَ عَلَى قَلْبهِ عَلَى الْمَجْهُولِ غَيْنًا أَيْ تَغَشَّتْهُ الشَّهْوَةُ أَوْ غُطِّيَ عَلَيْهِ وَأُلْبِسَ أَوْ غُشِيَ عَلَيْهِ أَوْ أَحَاطَ بِهِ الرَّيْنُ Ve gönül bulanıp gaseyân gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَانَتْ نَفْسِي أَيْ غَثَتْ

Vankulu Lugatı - الغين maddesi

اَلْغِينُ [el-ġîn] (ġayn’ın kesri ve meddiyle) Cemʹi, zikr olunan ağaçlar maʹnâsına.

اَلْغَيْنُ [el-ġayn] (ġayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Bulut, ebr maʹnâsına. Ve susamak, ʹataş maʹnâsına; tekûlu minhu: غِنْتُ أَغِينُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي ve yukâlu: غَانَتِ الْإِبِلُ مِثْلُ غَامَتْ pes غَيْنٌ [ġayn] غَيْمٌ [ġaym] gibi olur, bulut maʹnâsında. Ve susamak maʹnâsında.Ve örtmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: غِينَ عَلَى الرَّجُلِ كَذَا أَيْ غُطِّيَ عَلَيْهِ Ve minhu’l-hadîsu: “إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı