اَللُّعْقَةُ [el-luʹḵat] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Bir kaşık dolusu nesneye denir; yukâlu: أَلْعَقَهُ لَعْقَةً وَهِيَ اسْمُ مَا تَأْخُذُهُ فِي الْمِلْعَقَةِ
اَللَّعْقَةُ [el-laʹḵat] (lâm’ın fethi ve zammıyla) Yalamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَعِقَهُ لَعْقَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَحِسَهُ Ve لَعْقُ الْإِصْبَعِ [laʹku’l-iṡbaʹ] Ölmekten kinâyedir, erzâkı tükenmek mülâbesesine mebnîdir; yukâlu: لَعِقَ فُلَانٌ إِصْبَعَهُ إِذَا مَاتَ Ve
لَعْقَةٌ [laʹḵat] (lâm’ın fethiyle) Binâ-i merre olur, bir kerre yalamak maʹnâsına. Ve ism olur bir yalamtık nesneye denir; ve minhu yukâlu: فِي الْأَرْضِ لَعْقَةٌ مِنْ رَبِيعٍ أَيْ قَلِيلٌ مِنَ الرُّطْبِ Yaʹnî arz-ı mezkûreden hayvânlara bir yalamtık çayır vardır.
اَللُّعْقَةُ [el-luʹkat] (lâm’ın zammı ve ʹayn’ın sükûnuyla) Kaşıkla bir kaşık dolusu nesne.
اَللَّعْقَةُ [el-laʹḵat] (lâm’ın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Kaşıkla bir kerre almak, binâ-i merre olmak üzere; yukâlu: فِي الْأَرْضِ لَعْقَةٌ مِنْ رَبِيعٍ لَيْسَ إِلَّا فِي الرُّطْبِ يَلْعَقُهَا الْمَالُ لَعْقًا Yaʹnî yer yüzünde ottan davar için bir yem nesne kalmıştır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı