اَلنَّزَقُ [en-nezaḵ] (fethateynle) نَزْقٌ [nezḵ] ve نُزُوقٌ [nuzûḵ] maʹnâsınadır ki zikr olundu. Ve kap ve havuz makûlesi ağzına kadar dolmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَزِقَ الْإِنَاءُ وَالْغَدِيرُ إِذَا امْتَلَأَ إِلَى رَأْسِهِ Ve karîb maʹnâsınadır; yukâlu: مَكَانٌ نَزَقٌ أَيْ قَرِيبٌ
اَلنَّزْقُ [en-nezḵ] (nûn’un fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) ve
اَلنُّزُوقُ [en-nuzûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Aygır kısrağa aşmak maʹnâsınadır yâhûd cüst ve hafîflikten ileri sıçrayıp sâ΄irleri takaddüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَزِقَ الْفَرَسُ وَنَزَقَ نَزْقًا وَنُزُوقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا نَزَا أَوْ تَقَدَّمَ خِفَّةً وَوَثَبَ Ve
نَزَقٌ [nezaḵ] (fethateynle) ve
نَزْقٌ [nezḵ] ve
نُزُوقٌ [nuzûḵ] Gazab hengâmında tevakkur eylemeyip hafîflik eylemek maʹnâsınadır ki çekirge gibi oradan oraya sıçramaktır; yukâlu: نَزِقَ الرَّجُلُ وَنَزَقَ نَزَقًا وَنَزْقًا وَنُزُوقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي إِذَا طَاشَ وَخَفَّ عِنْدَ الْغَضَبِ
اَلنَّزَقُ [en-nezaḵ] (fethateynle) Hiffet üzere olup harun olmak; yukâlu: نَزِقَ يَنْزَقُ نَزَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلنَّزْقُ [en-nezḵ] (nûn’un fethi ve zâ’nın sükûnuyla) ve
اَلنُّزُوقُ [en-nuzûḵ] (zammeteynle) İkisi de erkek dişi üzerine aşmağa derler; yukâlu: نَزَقَ الْفَرَسُ يَنْزُقُ نَزْقًا وَنُزُوقًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı