şeraḵ ~ شَرَقٌ

Kamus-ı Muhit - شرق maddesi

اَلشَّرْقُ [eş-şarḵ] (حَرْقٌ [ḩarḵ] vezninde ve râ’nın fethiyle) Güneşe ıtlâk olunur; yukâlu: طَلَعَ الشَّرْقُ أَيِ الشَّمْسُ Ve güneşin aydınlığına denir; tâb-ı âfitâb maʹnâsına; yukâlu: جَاءَ فِي شَرْقِ الشَّمْسِ أَيْ إِسْفَارِهَا Ve güneş işrâk ettiği mahalle denir ki gün doğusu semtinde olan emkineden ʹibârettir; bu diyârlara nisbet Çin ve Îrân ülkeleridir; yukâlu: جَاءَ مِنْ دِيَارِ الشَّرْقِ أَيْ حَيْثُ تَشْرُقُ الشَّمْسُ Ve yarmak maʹnâsına masdar olur; yukâlu: شَرَقَ الشَّيْءَ شَرْقًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا شَقَّهُ Ve مَشْرِقٌ [maşriḵ] maʹnâsınadır ki gün doğduğu cânibden ve felekte güneşin tulûʹ eylediği dereceden ʹibârettir ki ism-i mekân maʹnâlarınadır; yukâlu: أَتَى مِنْ جِهَةِ الشَّرْقِ أَيْ مِنَ الْمَشْرِقِ وَطَلَعَتِ الشَّمْسُ مِنْ شَرْقِهَا أَيْ مَشْرِقِهَا Ve kapı yarığından giren ışığa ve aydınlığa denir; bunda şîn’in kesriyle de câ΄izdir. Ve

شَرْقٌ [şarḵ] Çaylak ile çakır beyninde bir kuş adıdır ki sibâʹ-ı tuyûrdandır. Bu kuşa baʹzı diyârda delice doğan ve baʹzı yerde heyece derler. Ve

شَرْقٌ [Şarḵ] İşbîliyye’de bir iklîm adıdır. Kezâlik Bâce’de bir iklîm adıdır. Burada harf-i terdîd ile olan nüshalar galattır. Ve

شَرْقٌ [şarḵ] ve

شُرُوقٌ [şurûḵ] Güneş doğmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَقَتِ الشَّمْسُ شَرْقًا وَشُرُوقًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا طَلَعَتْ Ve

شَرْقٌ [şarḵ] Hâssaten koyunun kulağını dilmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَقَ الشَّاةَ شَرْقًا إِذَا شَقَّ أُذُنَهَا Ve hurmâ koruğu çiçek gibi renklenmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَقَ النَّخْلُ إِذَا أَزْهَى Ve ağaçtan meyve kesip devşirmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَقَ الثَّمَرَةَ إِذَا قَطَفَهَا

Vankulu Lugatı - شرق maddesi

اَلشَّرَقُ [eş-şeraḵ] (fethateynle) Koyunun kulağı yarılmak; yukâlu: شَرِقَتِ الشَّاةُ شَرَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

شَرَقٌ [şeraḵ] Gam ve gussaya derler; yukâlu: شَرِقَ بِرِيقِهِ إِذَا غَصَّ بِهِ Yaʹnî kendi ağzı yarıyla boğulsa. Ve fi’l-hadîsi: “يُؤَخِّرُونَ الصَّلَاةَ إِلَى شَرَقِ الْمَوْتَى” Yaʹnî namâzı te΄hîr ederler güneşten bir lemʹa kalınca, ʹinde’l-mevt kendi ağzı yarıyla boğulan kimsenin hayâtı mikdârınca.

اَلشَّرْقُ [eş-şarḵ] (şîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Gün doğacak yer, maşrık maʹnâsına. Ve

شَرْقٌ [şarḵ] Güneşin kendiye dahi derler; yukâlu: طَلَعَ الشَّرْقُ Ve

شَرْقٌ [şarḵ] Gün doğmağa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı